eğitim,öğretim,terbiye,talim,Meb,Üniversite,öğrenci,öğretmen,muallim,öğretim üyesi,maarif,aile,
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Az Bulutlu
22°C
Ankara
22°C
Az Bulutlu
Cuma Hafif Yağmurlu
20°C
Cumartesi Az Bulutlu
18°C
Pazar Açık
20°C
Pazartesi Az Bulutlu
24°C

Diploma Ne İşe Yarar? Ölü Bilgi Nedir?

Diploma Ne İşe Yarar? Ölü Bilgi Nedir?

Cumhuriyet tarihinin en önemli ilim adamlarından Peyami Safa, daha 40’lı yıllarda eğitimin nasıl olması gerektiğine dair Yeni Mecmua’da; çok çarpıcı bilgiler paylaşıyor. Diplomanın ne işe yarayacağından, okullarda edinilen bilgilerin gerekli olup olmadığına dair çok çarpıcı tahlil ve tespitlerde bulunuyor.

Peyami Safa’nın eğer yetki verilirse üniversitelerin son sınıf öğrencilerine nutuk olarak irad ederdim dediği yazısı şöyle:

MEZUNLARA NUTUK
Selahiyetim olsaydı, her sene üniversitenin ve yüksek mekteplerin son sınıf mezunlarını bir araya toplar, onlara şu fikirleri kabul ettirmeğe çalışırdım:
-Tahsiliniz bugün sona eriyor, değil mi? Ellerinize tutuşturulan diplomanın en büyük yalanı budur. Tahsiliniz bugün bitmiyor, bilakis, bugün başlıyor. On altı, on yedi seneden beri size öğretilen şeylerin çoğu ihtisas bakımından lüzumsuzdur; bütün dünyada hala yıkılmamış kötü bir öğretim sisteminin kurduğu hiç bir şansları olmayan ölü bilgilerdir. Zekânız bu kokmuş malumat kadavralarını ne kadar çabuk atarsa hürriyetine o kadar erken kavuşur. Mümkün olsaydı, size bugün diploma yerine bir hafıza müshili verir, ilmin bu molozlarını ruhunuzun barsaklarından dışarıya çabuk defetmenize hizmet ederdim. Ellerinizdeki diploma, öğretim denilen ve yazık ki, ilacı henüz keşfedilmemiş müzmin bir hastalığın raporudur.
Bugünden öteye ilk işiniz, kendinizi bu zoraki bilgi illetinin toksinlerinden kurtarmaya çalışmak olsun. Size ihtisas olarak öğrettiğimiz şeylerin de bir kısmı lüzumsuz, bir kısmı yanlıştır. Bunların içinde pek azı ileride sizin için düşünmek ve kültürünüzü derinleştirmek için malzeme olmaya yarar.
Gençler!

Hayatta muvaffak olanlarla olmayanlara bakınız. Eğer ticaret gibi ameli mesleklerin zaferlerine bir göz atarsanız, bu şubede kazananlardan yüzde doksanının ticaret mektebinden mezun olmadıklarını görürsünüz. Bunlar ticaretin hiç bir ders ve etüt kitabında izi olmayan bütün inceliklerini tecrübe mektebinde, hayat mektebinde öğrenmişlerdir. Doktorluk ve avukatlık gibi yarı ameli ve yarı nazari mesleklerin kahramanlarına da bakınız. Bunlar da bilhassa diplomalarını aldıktan sonra kendi aşklarıyla ve tecessüsleriyle kitapların ve tecrübelerin üstüne kapanmış insanlardır.
Amelî ve nazarî, serbest ve resmi bütün mesleklerde geri kalmışların hayatına bakınız. Bunlar diplomalarını alır almaz tahsilin bittiğini ve öğrenilecek hiç bir şey kalmadığını sanmışlardır. Hayat, onların gözünde iki mevsimliktir: Biri ekme çağı ki tahsil çağıdır; öteki de biçme devresi ki bütün ömür süren meslek devresidir. Bu devrede ekme yok ve yalnız biçme var sanmışlardır. Halbuki asıl ekme devresi tahsil çağından sonra başlar ve biçme ameliyesini de içine alır.
Şu mahalle doktoru niçin mi kazanmıyor?

Muayenehanesine girip bakınız; cevap, yaldızlı bir çerçeve içinde duvarda asılıdır: Diploma! Zavallı hekim, bu diplomayı oraya astıktan sonra hastalara bakmaktan başka yapılacak işi kalmadığına inanmıştır. Kütüphanesi tam takırdır. Orada unutulmuş mektep bilgilerini hatırlatan birkaç tıp lügatinden ve arkadaş tavsiyesiyle alınarak tamamiyle okunmayan birkaç eserden başka bir şey göremezsiniz. Bu kitapların cildini kaplayan bir şey göremezsiniz. Bu kitapların cildini kaplayan bir parmak toz, hekimin bütün muvafakkiyetsizliklerini izah eden ve kendisinden başka herkesin görebileceği işarettir.
Bütün bu zavallılar, beşikten mezara kadar süren hayat okulundan başka okul olmadığını ve diplomasını aldıkları mektebin, asıl hayat okulunun küçük ve kötü bir taklidinden başka bir şey olmadığını bilmeyenlerdir.
Aranızda bu hakikati anlamayanlar, o zavallılar ordusuna katılacaklardır.
İşte bugün hepiniz, size hiçbirini okulumuzun veremeyeceği, hiçbir müfredat programının kazandıramayacağı bilgileri görgüleri temin edecek olan büyük hayat okulunun eşiğindesiniz. Bu okuldan çıkmak için ölmek lazımdır. Yaşadığınız müddetçe, artık hocanıza yaranmak için değil, babanızın gönlünü hoş etmek için değil, yedikçe acıkan tecessüsünüzü doyurmak için, öğrendikçe artan cehlinizi azaltmak için, memleketinizin ve mesleğinizin şerefi için ve nihayet kendi muvaffakiyetiniz için, program ve disiplin zoriyle değil, anlamak ve çalışmak aşkiyle, durup dinlenmeden öğrenecek ve deneyeceksiniz.
Siz bugün mektebe başlıyorsunuz. Notları ve imtihanları olmayan bu büyük mektepten mezun olmak ve diploma almak yoktur. Çünkü ilim bitmez ve öğrenmek ihtiyacımız, varlığın sırları ve cehlimizin karanlıkları daha sonsuzdur.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.