“Çocukluk ve gençlik yıllarımda köyümüzdeki beş metrelik kuyularda bol su olurdu. Dereler, pınarlar, çeşmeler gürül gürül akardı. Sondaj yoluyla kuyular açılmaya başlandıktan sonra on beş, yirmi beş, elli, yüz derken şimdilerde yüz elli metreden ancak su çıkarılabiliyor. Dereler, çeşmeler çoktan kurudu.” dedi emekli olduktan sonra köyündeki baba evini ve zerzevat...
Öğretmen Meslek Kanunu nihayet yasalaştı. Evvelce söylediğimiz üzere hem öğretmenliğin bir meslek kanununa sahip olması hem de bakanlık bünyesinde bir milli eğitim akademisinin kurulması çok eski zamanlardan beri eğitimciler ve akademisyenler tarafından dile getirilen hususlardı. Dolayısıyla bu sevindirici bir gelişmedir. Bununla birlikte bu yasanın çıkmış olması beklentilerin tam olarak karşılandığı...
İnsan ve toplum hayatı, mevsimler gibi değişiyor. Bir şeyin zamanı geldiğinde; niyetler ve gayretler birleşip rahmete, berekete dönüşüyor. Yıllardır din, devlet, vatan, millet hizmeti istikametinde yürümeye çalışanlar; bir derdin, davanın peşindeydi. Kendi kültür ve medeniyet değerlerimize dayalı bir ülke ve toplum oluşturmanın mücadelesi içindeydi. Bu mücadelede, eğitim alanı başka alanlardan...
Türk-İslam kültürü, tarihin derinliklerinden gelen güçlü değerlerle yoğrulmuş, toplumu şekillendiren ahlaki ilkelerin temelini oluşturmuştur. Aile, komşuluk, yardımseverlik ve dürüstlük gibi değerler, bu kültürün taşıyıcı sütunlarıdır. Ancak modern dünya ve modern dünyanın hayatımıza kattıklarının bu sağlam temelleri sarstığını gözlemlemek zor değil. Geleneksel yapıların çözülmesi ve giderek yok olması, küreselleşmenin etkisi, bireysel...
11 Eylül 2024’te basın yayın organlarına yansıyan bir habere göre Türk Devletleri Teşkilatı, Türk Akademisi, Ortak Alfabe Komisyonu 34 harften oluşan Latin asıllı bir alfabe üzerinde anlaştı. Bu, uzun yol daha ne kadar sürer ve nasıl bir sonuç verir, bunu zaman gösterecek. Bu haberin yayılması ile bir kısım akademisyen, gazeteci, okur-yazar çevresi “Türk alfabesi” denilince Karahanlı Devletinden beri kullandığımız...
Bizim camiada bazı yaygın kanaatler var. Birincisi birçoğumuz “başımıza ne geldiyse, iyi Müslüman olmadığımızdan geldi” diye düşünür. Sanki, ibadetlerimizi tam olarak yerine getirdiğimizde, Allah tarafından işlerimiz düzelecek gibi bir algı var… İkincisi, Müslümanlık hak dindir. Allah Müslümanların yardımcısıdır. Allah, tuzak kuranların tuzağını bozar. O halde bekleyelim görelim. “Gün doğmadan neler...
Yer muhtemelen Afganistan… Yani şu Amerika’nın bir türlü demokrasiyi getiremediği yer..! Bir İslam ülkesi… Fotoğraf karesinde bir baba ve çocuğu… Belli ki marifetli bir baba… Çocuğu için bu oyuncağı yaparken “kazaya kalmış çocukluğu”nu yaşıyor olmalı bir yandan… Mutlu olmalı… Çünkü çocuğunun bir oyuncağı olsun istiyor.. Elektronik olması, uzaktan kumandalı olması...
Hem her yaşta eğitim almış bireylerimizi alıklaştırılmış yığınlar olmaktan kurtarmak hem de aynı anda, o bireylerin çıkamayacağı irtifalarda seyreden güzidelerimizi, birbirine yabancı olmadan eğitmek zorundayız. Türkiye’nin, tarihî kaderine dönme iradesi gösterdiği için maruz kaldığı saldırıların görülmedik düzeye ulaştığı şu günlerde, siyasetin kanımca en ağır yükünü, “eğitimi esastan düşünmek” meselesi teşkil...
Okulun ilk günleriydi… Dersime girdim, çocuklarımla kaynaştım. Hepsini tek tek kucakladım, hallerini hatırlarını sordum, iyi olduklarını öğrendim. İkinci sınıf çocuklarıydı. Hepsi birbirinden güzel, hepsi birbirinden çalışkan çocuklardı. Hiçbirinin herhangi bir eksiği yoktu. Hepsinin yüzü güler, sürekli tebessüm ederlerdi. Ben sınıfa girince sanki sınıfa öğretmen değil de ne bileyim bir sanatçı...
Bu yaz Erzurum’a doğru giderken yol üzerinde uğradığım bir ilçemizde ilçe millî eğitim müdürüyle eğitim üzerine biraz hasbihal ettik. En çok şikâyet ve serzenişte bulunduğu konu, yeni nesil öğretmenlerin yetersizliğiydi. Müdürümüz bu konuda diyor ki; “Hoca’m; yeni gelen öğretmenlerin akıllı tahtalar olmazsa ders anlatacak birikimleri, yetenekleri yok. Kültür ve irfandan...
Geçtiğimiz günlerde Hocam Orhan Okay’ı âhiret yolculuğuna uğurladık. Mekânı cennet olsun. Sizler de takdir edersiniz ki insanın, ölen birinin ardından onunla ilgili duygularını ortaya dökmesi hiç de kolay bir iş değildir… Hele o insan sevip saygı duyduğunuz, değer verdiğiniz birisi ise… Bir insan düşünün ki hayatının en az bir veya...