“Ey uykusu bombalarla bölünen bebekler Yağan karlar üstüne bu kan nerden damlıyor” Erdem Beyazıt Yeryüzü en hazîn, en kıyıcı, en lanetli, en tirajik, en adaletsiz günlerini yaşıyor. Ve en sessiz… En seyirci kaldığı… Arz-ı Mev’ud kızıl şalına bürünenlerin kulakları sağır, gözleri âmâ eden şizofrenik tepkileri, kan çanağına çevirdi mahzûn yürekleri. Ey başkasının ıstırabını...
Üç Filozof şu görüşü paylaşmaktadır; iyi ve ondan yayılan adalet evrende esastır, kötülük ve adaletsizlik arızîdir. Tüm yaratılanların esasen iyi olduğu fikrini sürdürürler ve Allah’ın evrensel yasası mükemmeldir; maddi ve manevi, beşerî ve uhrevî, dünyevî ve âhir-i her şeyi kuşatmıştır. Allah’ın rahmeti öylesine mükemmel ve öylesine kapsayıcıdır ki; her iki...
Ahlâkın gittikçe kötüleşmesinden değil, hayatın hiç bu kadar kötüleşmediğinden değil, kötüyle mücadele eden iyiliğin kümülatif gücünün unutulmuş olmasından bahsedebiliriz. Unutulan sadece iyiliğin egemen olma zorunluluğu değil, eğitimin bu kümülatif gücün tek aracısı olduğudur.
Kötü, iyi bir eğitimcidir ama rehber değildir. ”O da, onlar da, şu da, şo da, şonlar da yapıyor olabilir.” Bu bizim de o kötü şeyleri yapacağımız anlamına gelmiyor. Hiç unutmam arkadaşın biri bir keresinde, bir grubun ayrıcalıklı olmasından şikayetçi idi… Sordum, sen de o gruptan olmak ister miydin? Evet, dedi....