Son dönemde memleket ahalisinin gündemini meşgul eden meselelere bakınca acı bir tebessüm oturuyor insanın yüzüne. Ağlamamak için gülmeye çalışmak gibi. Toplum karpuz misali ortadan ikiye bölünmüş vaziyette. Bir yarısı diğer yarısını kıyasıya eleştiriyor. Elinden gelse karşı fikirdekini bir kaşık suda boğacak. Hâlbuki karpuzun bu yarısı diğeriyle aynı. Aynı yağmurun bereketinden,...
Yangın dağılmaya başladı. Mukaddes bir coğrafyada başlayıp diğer kutsal yerleri kavurarak devam ediyor. Her gün yeni bir yıkım her gün daha garip bir sessiz çığlıkla filler tepişiyor… Kim daha haklı ya da haklı kimse var mı bilmiyordu. İnsanı yaşatmayanın haklılığını ispatı ne kadar mümkün olabilirdi? Hangi mazlumun kanına girmek meşru...
Çocukluktan kalan bir zaman hikâyesi: ”Annem ne kadar kızıp, ikaz etse de o mutlaka arka sokaklara dalar, orda başına bir müsibet sarar, yetmez gibi de bitlenir gelirdi eve. Annem biti fark edince delilenir, kafasını gazyağı dolu kovaya sokardı. Sık dişli fildişi bir tarağı vardı, saçlarımızı taramaz, kafatasımızı yüzerdi o tarakla....