Bütün kavramların anlamının tersine döndüğü, ihanete taalluk eden merhametlerin sergilendiği bu çağda, sömürgecilik dışında meselelerin gerçek halini bize anlatan başka bir kavram yok. Zihnimiz koca bir sahtekârlığa teslim. Hayat, Avrupalıların kurduğu bu son çağda, gerçeklerin ters yüz edildiği bir tiyatro. Tiyatro zira oyuncunun rol gereği söylediği /oynadığı ile kendi yaşamı...
Üniversiteye başladığımda varlıklarını gazete ve dergilerden öğrendiğim, Ankara ve İstanbul merkezli dört beş vakıftan, yazdığım dilekçeye diploma fotokopisiyle okul birinciliği kontenjanından fakülteye yerleştirildiğimi gösteren ÖYS sonuç belgesini ekleyerek burs talebinde bulundum. Sadece ikisinden cevap geldi. Birisi burs kontenjanın dolduğunu bildiriyor, diğeri ise gelecek yıl bir referansla tekrar başvuruda bulunmamı tavsiye...
Kalbi okyanus rengiydi onun. Hayatı ve insanları bu kadar masum görmesinin nedeni buydu belki de. Kalbinin rengi, hayata bulaşıyordu. Genç yazar, kaleme dökecek bir ton ararken, ritmi yine kalemin çizdiği yolların arasında yakaladı. Bundan on yıl sonra yazacağı eserlerde her şeyi açıklamayacaktı, şüphesiz. Ama gençlik işte, insan gençken her şeyi...
Saraycık, Uşak’ın Eşme ilçesine bağlı bir köy. İlçe merkezine 17, il merkezine 79 kilometre mesafede. Nüfusu yaklaşık 900 civarında. Kuruluşu eskiye dayanan köyde geçim, ağırlıklı olarak tarım ve hayvancılığa dayanıyor. Pek çok köyümüz gibi Saraycık da civar il ve ilçelere göç vermiş köylerimizden. Yazıma böyle bir giriş yapsam da konumuz...