Tarih; 25 Ağustos 2014, yer; Üsküdar Selimiye Kışlasındaki Büyük Selimiye Camisi. Cemaat ikindi namazını kılmak için beklerken, “Yaşayan İnsan Hazinemiz”, bestekâr, mevlidhan, Türk Sanat ve Türk Tasavvuf Müziği’nin zirve isimlerinden pırlanta sesli Amir Ateş, kametten önce aşağıdaki rübaiyi okudu: “Bir yol bilirim; Adem’e, Havva’ya gider. Bir yol bilirim; gizlice sevdaya gider. Bir...
Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak Ve bir zaman bakacaksın semaya ağlayarak Sular sarardı yüzün perde perde solmakta Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta Eğilmiş arza kanar muttasıl kanar güller Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller Sular mı yandı neden tunca benziyor mermer Bu bir...
İslam dini kaynaklarında kurban özet olarak şöyle anlatılır: “Allah’a yaklaşmak ve O’nun rızasına ermek için ibadet maksadıyla, belirli şartları taşıyan hayvanı usulüne uygun olarak kesmeyi ve bu amaçla kesilen hayvanı ifade eder. Hanefî mezhebinde kurban kesmek vacip, diğer mezheplerde sünnettir. Bu ibadetin ruhunda Hakk’a yakınlık ve halka fedakârlıkta bulunma anlayışı...
Kendi gök kubbemiz altında, Nihânî mahlası ile kültür ve medeniyet coğrafyamızda dolaştık ve şehirlerimizi ziyaret ettik… Bin/ler selâm… BENİM ŞEHİRLERİM Ay doğanda mülkümüzün üstüne Şavkı vurdu mehâbetin destine Selâm olsun hanlar hanı nesline Ne desem yetişmez kâli turnalar Doğudan batıya şanlı yurtlarım Oralarda nöbet tutar dostlarım Mücâhid sebildir onu kutlarım...
Dediler dost sana yâr ola dedim dahi yeğ Münîs ü hem-dem ü dildâr ola dedim dahi yeğ Gül ü gülzârı nidersin ruh-ı cânânı gözet Cennet olmaz ise dîdâr ola dedim dahi yeğ 15. yüzyıl şairimiz Necatî Bey (ö. 1509) şöyle diyor: Dost sana sevgili olsun, dediler; daha iyi dedim. İçten,...
Şöyle bir pencereden dünyaya baktım da; Şiirden başka ne menem dünya… Sevdanın rengi ve tadı, bir beyaz kâğıtla başlayacağını bilmiyordum. Gözlerimle nasıl öptüğümü şimdi hatırladım. Kendi bahçesinde, meyvelerin çiçeğe duruşunu seyrettim önce. Suyunu verdiğim fesleğen, leylak kimi zaman adını bilmediğim yaban otuna kurumasın diye döktüğüm suydu, bağlandım. Yeryüzü defterine adını...
“Geçmişten adam hisse kaparmış… Ne masal şey! Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi? Tarih’i “tekerrür” diye tarif ediyorlar; Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?” Yazıma M. Akif Ersoy’un Safahat’ın 7. Kitabında geçen dizeleri ile başladım. Çok yakın tarihimizde İbret alınması gereken, çok olaylar yaşadık. Millet olarak bir yandan Terör belasını sonlandırma adına birlik beraberlik...
KAÇTAN KAÇ A MA MAK HER ŞEY ÖLÇÜYLE Her günü kaç kelimeyle idare ediyorsun? Kaç harfe nefesin yetiyor? Kaç hecelik ölçü kullanıyorsun? Kelime manası, Harf sayısı, Hece ölçüsü, Ömür törpüsü… Kaç, nerede, ne kadar? Saatler, Günler, Aylar, Yıllar… Bunlar burada. Ya orada? Bir gün kadar, Ya da bazısı. Kaç, nereye...
Klasik Edebiyat dersinde işlediğimiz bir şiir, bize yeniden Türkçe’nin düşünceyi ifadede ne denli derin ve hissiyatımızı tercümede ne kadar güçlü olduğunu hatırlattı. 18. yüzyılın İstanbul şairi Nedim, “seni” redifli gazelinin bir beytinde şöyle diyordu: Güllü dîbâ giydin amma korkarım âzâr eder Nâzenînim sâye-i hâr-ı gül-i dîbâ seni “Güllü kumaştan...
Gazete yazarları arasında özel hayatını ve günlük yaşamını onun kadar okuyucusuyla paylaşan başka kişi olmadı. Coşkulu muydu, hayatı tozpembe mi görüyordu, kendini öyle göstermek mi istiyordu? Karar veremezdim. Hazcılık ekolünün tipik temsilcisiydi. İçtiği suyu bile dünyanın ulaşılmaz, nadide pınarlarından kendisi için özel getirilmiş olarak anlatan ruh haline sahipti. Basit zevklerin...
Hem her yaşta eğitim almış bireylerimizi alıklaştırılmış yığınlar olmaktan kurtarmak hem de aynı anda, o bireylerin çıkamayacağı irtifalarda seyreden güzidelerimizi, birbirine yabancı olmadan eğitmek zorundayız. Türkiye’nin, tarihî kaderine dönme iradesi gösterdiği için maruz kaldığı saldırıların görülmedik düzeye ulaştığı şu günlerde, siyasetin kanımca en ağır yükünü, “eğitimi esastan düşünmek” meselesi teşkil...