Görünürlüğü yabana atmamak gerek. Zira görünürlük, doğru kullanıldığında ahlâkın, karakterin, iyiliğin ve güzelliğin öğrenilmesine; iyi insan olmaya ve toplumda yaşanabilir bir kültür oluşmasına rehberlik eden bir ışığa dönüşür. İnsan, doğası gereği tanıklığa muhtaçtır; öğrenme süreci gözlemle başlar. Çocukların, öğrencilerin, bireylerin iyi örnekleri gözlemlemesi, kültürlü bir hayatın ve medeni bir dünyanın...
Bu yazı, merhum D. Mehmet Doğan’ın ölüm yıldönümünde bir veda mektubu, bir şükran duruşu, bir hüzünlü hatırlayış olarak kaleme alındı. Elbette her fani gibi büyüklerde vakti geldiğinde sessiz sedasız hakikat alemine döner. Arkalarında derin bir hüzün, sessizce bırakıp gittikleri bir nesil ve kalemlerinden süzülen o köklü büyük miras kalır. D....
“vurma kazmayı ferhaaat he’nin iki gözü iki çeşme aaahhh” âsaf hâlet çelebi Kelimeler penceremde açan sardunya… İçinde bir serçenin çırpınıp öttüğü yuva. Suya düşen revzen-i menkûş… Kelimeler gök gülşenine ekilmiş birer yıldız. Renk renk, ışıl ışıl… Sonsuzu bahşeden rüyâ, kelimeler… Kelimeler içimize döne döne sırma nakışlar işleyen bir nakkâş…...
Lisede okuduğum yıllarda özenli defterler tutardım. Kitaplarımı ve defterlerimi sene başında alır almaz ilk işim onları güzelce kaplamak, üzerine isim, sınıf ve numaramı yazmak olurdu. Kitapların tüm sayfasına bakar, fotoğraflarını incelerdim. İlk zamanlarda defterlerimdeki yazılar güzel olsun, güzel kalsın diye okula karalama defteri götürür, eve gelince de yazdıklarımı temize çekerdim....