Yıllardır denildi ki, Millî Eğitim Bakanı öğretmen kökenli olsun.
Eğitimin sorunlarından en iyi öğretmen anlar…
Tebeşir tozu yutmuş (önceden), öğretmenler odasında öğrencilerin kimini göklere çıkarmış, kimini yerle bir etmiş, idarecileri çekiştirmiş ya da bu duruma şahit olmuş, bakanlık nasıl yapılır, eğitim nasıl yönetilir gibi konularda fikir beyan etmiş birinin bakan olması iyidir, denildi.
Öğretmenin derdini bilir, öğretmeni korur gözetir, öğrenci ve veliden yana değil de öğretmenden yana taraf olur gibi ”faydacı” düşüncelerle bu yönde temenniler mevcut idi.
Haklılar mıydı, haksızlar mıydı, bu yaklaşım doğru muydu değil miydi bilemem.
Ziya Selçuk bakan olunca şöyle bir cümle kurmuştum:
Eğitimin süregelen en önemli sorunlarına işin içinde olan Ziya Selçuk neşter vuramaz ve ciddi çözümler bulamazsa Finlandiya eğitim bakanını getirseniz de çare olamaz.
Ziya bey iyi niyetli idi, herkesin sırtını okşadı, herkese sevimli bir bakan profili çizdi.
Salgın (Korona kıranı) gibi bir musibetin sürdüğü en zor dönemlerin birinde bakan oldu.
”Değişim sürecine denk gelesin!” anlamındaki Çin atasözüne muhatap oldu.
Çinliler’in ağır bedduası imiş o söz.
Horozu çok olan köyün sabahı geç olur, sözüne de muhatap oldu.
Herkesi memnun etmeye çalışırsan kimseyi memnun edemezsin, mantığıyla hareket etti ama herkesi de memnun etmeye gayret gösterdi.
Bilim kurulu gibi kimseye yaranamayan bir kurulun önünde masa tenisi maçı seyreder gibi bir sağa bir sola bakarak gemiyi yüzdürmeye çalıştı.
Bu süreçte yapısal reformlar pek mümkün olmadı.
Zira evde beklenmeyen bir kriz olduğunda evin yerini değiştirmek gibi önemli konular ileriki tarihe atılır.
Yapısal reformlar mutlaka olmalıdır.
Yara bandı, ağrı kesici, pansuman gibi geçici çözüm yollarıyla insanlık için en temel gereksinim olan eğitim düzelmez.
Okulların fiziki durumları düzeldi, derslik sayıları arttı, ders kitapları herkese ücretsiz veriliyor(yanlış olsa da), teknoloji hemen her okulda var. Uzaktan eğitim de hayatımıza girdi.
Bunlar eğitimin bir ayağı…
Asıl önemli olan diğer sorunlar…
Bekleyen yapısal değişiklikler…
Onlar neler?
Yeni bakanımızı bekleyen sorunlar…
Onları da önümüzdeki yazıda yazalım…