eğitim,öğretim,terbiye,talim,Meb,Üniversite,öğrenci,öğretmen,muallim,öğretim üyesi,maarif,aile,
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Parçalı Bulutlu
22°C
Ankara
22°C
Parçalı Bulutlu
Salı Açık
21°C
Çarşamba Az Bulutlu
15°C
Perşembe Parçalı Bulutlu
14°C
Cuma Açık
15°C

Doç. Dr. Ömer Faruk RECEP

18 Temmuz 1967 tarihinde Çankırı'da dünyaya geldi. İlk ve orta öğrenimini Çankırı'da tamamladıktan sonra 1985 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne girdi. 1992 yılında doktor olduktan sonra girdiği Göz Hastalıkları ihtisasını Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde 1996 yılında tamamladı. 1997 yılında aynı hastanede başasistan olarak çalışmaya başladı. Askerlik hizmetini 1997-1999 yılları arasında Ankara Mevki Asker Hastanesi'nde yedek subay olarak yaptıktan sonra aynı göreve döndü ve 2010 yılına kadar bu görevini sürdürdü. Bu esnada Özel Işık Göz Merkezi'nde kısmi zamanlı olarak çalıştı. 2010 yılında Özel Ortadoğu 19 Mayıs Hastanesi'ne geçti. 2013 yılında doçent ünvanını aldı. Şu anda aynı hastanede göz hekimi olarak çalışmaya devam etmektedir. Dr. Ömer Faruk Recep'in yerli ve yabancı dergilerde yayınlanmış çok sayıda çalışması, telif ve çeviri eserleri bulunmaktadır. Oftalmoloji alanındaki eserlerinin yanı sıra iki adet yayınlanmış romanı ve bir yayınevinin açmış olduğu yarışmada birincilik almış öykü eseri bulunmaktadır. Başasistanlık döneminde çok sayıda asistan tez çalışmasına yöneticilik yapmış ve önemli görevlerde bulunmuştur. Halen Türk Tabipler Birliği ve Türk Oftalmoloji Derneği'nin üyesidir. İyi düzeyde İngilizce, düşük düzeyde Arapça bilmektedir. Evli ve 3 çocuk babasıdır.

    Yazar ve Danışman

    Yazar ve danışman münasebeti bilimin gelişmesi açısından çok büyük önem arz eder.

    Tıp camiasına uzak olanlar için bazı tanımları vereyim.

    Burada yazardan kast ettiğimiz kişi veya kişiler, bilimsel çalışma yaparak bunu yazı şekline dönüştürüp yayınlanmak üzere hakemli bir dergiye gönderenlerdir.

    Danışman, yazar veya yazarların gönderdiği metinleri incelemeye tabi tutandır.

    Hakemli dergi ise çalışmaları hakem kontrolünden geçirdikten sonra yayınlayan dergidir.

    Yazar, çalışmayı gönderdikten sonra yazı işleri sekreteri ve editör bir ön kontrol yapar. Sonra danışman atanır. Danışmanların sayısı genellikle ikidir. Eğer bu danışmanlardan birinden yayınlanabilir, diğerinden yayınlanamaz diye bir karar çıkarsa o zaman üçüncü bir danışman belirlenir.

    Her düzeyden çalışma yapan birileri çıkabilir. Yani asistanından profesörüne kadar herkes yaptığı çalışmayı yayınlamak için bilimsel bir dergiye gönderebilir. Hatta tıp öğrencisi bile çalışma yapabilir.

    Danışmana gelince… Danışman herhangi biri olamaz. Yani ben danışman olmak istiyorum denince danışman olunmaz. Konusu üzerine yeterince çalışma yapmış, bilgisi ve tecrübesi çok iyi kişiler arasından teklifle danışman olunur.

    Bilimin gelişmesi için araştırmacıların kaliteli çalışmalar yapmaları gerekir. Diğer taraftan onların yaptığı çalışmaları değerlendirecek olan danışmanların hem bilimsel hem de ahlakî olarak iyi bir seviyede olmaları şarttır. Bu düzeyleri korumak için de gayreti elden bırakmamaları gerekir.

    Teklifle danışman olunduğunu söylemiştim. Teklifle danışman olunur, ama danışman olan kişi kendisine değerlendirmek üzere teklif edilen her çalışmayı değerlendirmek zorunda değildir.

    Çalışma, danışmanın doğrudan alanıyla ilgili olmayabilir. Alanıyla ilgili olabilir, buna rağmen çalışma o kadar ileri olabilir ki kendi pozisyonunu aşmış olabilir. Bu durumlarda değerlendirme teklifini geri çevirmek en iyisidir.

    Bazen gelen çalışmanın değerlendirilmesi bir bilgi güncellemesini gerektiriyor olabilir. Hemen en son literatürü tarayarak danışmanın yenilikleri öğrenmesi, ona göre değerlendirmesini yapması gerekir.

    Değerlendirmeyi kabul edip yaptığı durumda da bazı sorunlar olabilir. Örneğin yazının dilinin daha profesyonel bir değerlendirmeye tabi tutulmasını isteyebilir; istatistiklerinin bir uzman istatikçi tarafından gözden geçirilmesini isteyebilir, eğer derginin bu gibi hizmet alanları var ise.

    Bir danışman kendi durumunu iyice tespit etmeden çalışmaları değerlendirmeye kalkarsa o zaman yanlış kararlar ortaya çıkar. Kendisini aşan bir çalışmayı değerlendirip basit gerekçelerle reddederse, basit düzeltmeler yüzünden çalışmanın yayınlanması konusunda engeller öne sürerse bilimsel gelişmenin yolunu tıkar. Yeterince kısa sürede değerlendirmesini yapıp göndermezse çalışmanın güncelliğini kaybetmesine neden olabilir. Bir de bundan daha öte duyumlarımız oluyor ki insan inanmak istemiyor. Danışmanın çalışmayı kasten beklettiği, kendisine yakın kişilere benzer çalışmayı yaptırıp yayınlattığı şeklinde duyumlar bunlar. Değerlendirmeler konusunda süre kısıtlaması yapılması bunun gibi durumların önüne geçmeye yarıyor, ama her dergide böyle süre kısıtlaması olmayabiliyor. Böyle yapanlar varsa onları da Allah ıslah etsin!

    Yazarın Diğer Yazıları
    Yorumlar

    Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.