Gazze’de Siyonist İsrail tarafından 5 Binden fazla çocuğun katledildiği binlercesinin yaralandığı, binlercesinin anasız babasız bırakıldığı bir zamanda “Dünya Çocuk Hakları Günü”ünden söz etmek en azından çocuklara ihanettir.
Bilindiği üzere 20 Kasım 1989 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda Çocuk Haklarına Dair Sözleşmenin kabul edilmesi nedeniyle 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü ilan edilmiştir.
Her çocuk doğuştan itibaren başta yaşama hakkı olmak üzere, eğitime erişim ve sağlık desteği alma, beslenme, barınma, fiziksel ve psikolojik sömürüye karşı korunma gibi temel haklara sahiptir.
Çocuklar gerek bedensel gerekse zihinsel bakımdan tam erginliğe ulaşmamaları nedeniyle insanlar içinde ilgiye, alâkaya, sevgiye, sosyal güvence ve yardıma en çok muhtaç olan, yüzünün en savunmasız varlıklarıdır. Bu nedenle 20 Kasım 1989 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda Çocuk Haklarına Dair Sözleşme kabul edilmiş olması çok anlamlıdır.
Sözleşmede özel olarak nerede doğduklarına ve kim olduklarına, cinsiyetlerine, ırk, din ve dillerine bakılmaksızın çocukların; başta insana yakışır bir yaşam sürme ve gelişme, eğitime erişim, temel gıdaya ulaşım, eğlence ve dinlenme, sosyal ve kültürel etkinliklere sahip olma, istismar ve ihmalden korunma, kendileriyle ilgili konularda görüşlerini dile getirme gibi çocuk kaklarına dair çok önemli haklar kâğıt üzerinde garanti altına alınmıştır. Ne yazık ki, mezkûr sözleşmede çocuk hakları dile getirilirken, Siyonist İsrail tarafından hunharca katledilen çocukların hakları hesaba katılmamıştır.
7 Ekim 2023 gününden beri 5 binden fazla çocukların kimisi anasının kucağında, kimisi babasının kollarında Siyonist askerler tarafından atılan fosfor bombaları ile parçalanırken, kimisi elektriksizlik sebebiyle kuvözde ölüme terkedilirken, Gazze çocuklar mezarlığına dönüşürken hangi çocukların çocuk hakları günün kutlanacağı açığa kavuşturulmamıştır.
Evleri kendilerine, anne ve babalarına mezar olan, en temel hakları olan yaşama hakları ellerinden alınan Gazze’li çocukların “Çocuk Hakları Günü” mü, yoksa dünyanın başka bölgelerindeki çocukların “Çocuk Hakları Günü” mü kutlanacaktır?
Bugün Gazze’de yaşandığı için önemsiz görülen çocuk hakları, kadın hakları ve insan hakları ihlalleri dünyanın hangi coğrafyasında yaşanırsa uluslararası kurum ve kuruluşların dikkatini çekecektir?
Yaşama hakları yok sayılan çocukların diğer haklardan bahsetmek mümkün müdür.?
1991 yılında Çocuk Haklarına Dair Sözleşmenin altında imzası bulunan İsrail tarafından 40 günden beri 5 binden fazlası çocuk, 4 bine yakını kadın olmak üzere 13 binden fazla insanı öldürmesinin, 30 binden fazla insanı yaralamasının, 1,5 milyon insanın göçe zorlanmasının, uluslararası hukuku yok saymasının, soykırım ve insanlık suçu işlemesinin hesabı sorulmayacak mı? Uluslararası hukuk mekanizması çalıştırılmayacak mı? Bu katliama, bu soykırıma ve insanlık suçuna rağmen çalıştırılmayan uluslararası hukuk ne zaman harekete geçecek? Bugün Gazze’de yaşanan çocuk hakkı, insan hakkı ihlalleri dünyanın hangi coğrafyasında yaşanırsa Uluslararası hukuk harekete geçecek? Gazze bittikten, insanlık toprağa gömüldükten sonra mı?
Yeryüzünün farklı bölgelerinde savaş, işgal, doğal afet, iç çatışma, yoksulluk, ölümcül hastalık gibi olumsuz vakalardan dolayı anne veya babasını kaybeden yetim ve öksüz çocukların sayısı gün geçtikçe korkunç rakamlara ulaşmaktadır.
Yapılan araştırmalara göre Dünya’da çeşitli sebeplerle her gün iki saniyede bir çocuk, anne veya babasını kaybederek öksüz veya yetim kalmakta bu sayı yılda 3,5- 4 milyona kadar ulaşmaktadır. UNİCEF’in “Dünya Çocuklarının Durumu Raporunda” 8 milyar civarında olduğu sanılan dünya nüfusunun 2,2 milyarının çocuklardan oluştuğu ve bu çocuk nüfusun 200 milyondan fazlasının yetim çocuklardan oluştuğu; içinde bulundukları şartlar sebebiyle sağlık bilgi alınamayan ve her zaman yüksek yetim nüfusu barındıran Afganistan, Pakistan, Irak, Filistin, Sudan, Bangladeş, Etiyopya, Endonezya, Nijerya, Hindistan ,Çin, Doğu Türkistan ve Suriye, Filistin gibi çok sayıda ülkelerin yetimleri bu rakama dâhil edilmediği de ifade edilmiştir.
Uluslararası toplum her konuda olduğu gibi çocukların haklarını korumada sorumsuz davranmaktadır. Anaları babaları alıp götüren, çocukları silip süpüren, ülkelerin tarihlerini, kültürlerini hak ile yeksan eden savaşları önleme, sorumluluklarının gereğini yerine getirmede duyarsız kalmaktadır.
BM Çocuk Haklarına Dair Sözleşme gibi insan haklarını esas alan birçok uluslararası sözleşmenin tarafı olmasına rağmen hiçbirinin hükümlerine uymadığı gibi , tüm dünyanın gözü önünde Filistin’de abluka, tehcir ve savaş suçları, öldürme ve yaralama, tutuklama ve gözaltı, ev hapsi ve barınma, eğitim, sağlık ve benzeri haklardan mahrum bırakma gibi insanlık suçu, hatta soykırım suçu işlemeye devam eden Siyonist İsrail’i durdurma ve cezalandırma konusunda adım atmayan başta BM ve Uluslararası kurumlar, Devlet ve hükümet başkanları İsrail’in suç ortağı olarak anılmaya mahkum olacaklardır.
İnsan hakları, kadın hakları ve dahi çocuk hakları ile ilgili günler icat edip güya kamuoyuna sıcak görünmeye çalışan BM konu İslam cografyasi olduğunda malesef bu akitleri görmemezlikten gelmektedir. Zihniyeti ise bundan birkaç evvel İngiliz prensi gayet net bir şekilde ifade etmiş, kan dökülmesinin Asya ve Afrika da olduğunda normal Avrupa da olduğunda ise üzücü olduğunu bildirmiştir. Çözüm ise elbetteki İslam da ve İslam in cihana hakim olmasından geçmektedir.
Saygılarımla
Yüreğine sağlık, gönlüne sürur yağmur olup yağsın, bu çabalar FİLİSTİN Çocuklarına özgürlük getirsin İnşallah!