Üslup, insanın iç dünyasının söz ve tavır ile dışarıya yansımasıdır. İnsanın değerini, niteliğini ve ağırlığını gösterir. Çok bilinen ve çocukluktan itibaren hepimizin dilinde olan Agahi’nin bir türküsü var: ‘’Seher vakti çaldım yârin kapısını’’ diye başlar ve bir nakaratında: ‘’Bir mihenge sürmeli’’ diye devam eder. İşte buradaki sürülmesi gereken mihenk terazisinden birisi de kişinin üslubudur. İnsanın ayarı, insanın değeri konuştukça üslubuyla ortaya çıkar. Kişiyi üslubu ele verir. Bireyin şahsiyet özellikleri lisanından süzülen üslubunda kendini gösterir.
Üslup kişiliğin ölçü terazisidir. Üslup, terbiye edile edile bir ölçüye getirilir. Konuşma bir üslup ile yapılır.
Geleneğimizde, bütün şahsiyet tartışmalarında had ve ölçüye dikkat edilirdi. Onun için sınır, bir terbiye ölçüsü hep korunur. Ve terbiye kelamı en çok anlamına konuşma da tartışmada karşılık bulur. Üsluba yansır. Ve ‘kavgada bile söylenmeyecek sözler’ denilerek aslında kavganın da terbiye ölçüsü ve üsluba yansıma biçimine bir sınır çizilmiş olur. Hüseyin Kazım Kadri, ‘’Dostlarınızdan bir vefasızlık görürseniz, onları sakın kırmayın. Üslup ile geri çekilin.’’ Diyerek bir başka cepheden üsluba işaret eder.
Kullanılabilecek en sınır söz ‘had’ sözü ‘avamlar’ şeklindeki ifade sınırı içinde kalırdı geleneğimizde. Bir zamanlar iki siyasetçinin tartışmasında ‘sizin soyadınız benim üslubum ince’ denilerek aslında üslubun bir seviyeyi yansıttığı pek güzel ifade edilmişti.
Yol, tarz, usül, eda, stil anlamlarına gelmekte üslubun Doğan Büyük Türkçe sözlükteki anlamı. Tanpınar, ‘ferdin asıl malikanesi’ der üslup için. Şahsın kendisini en tabi, en otantik haliyle ifade etme kudretine sahip olduğu yegâne alandır, üslup. Sahibinden ders verici örnekleri barındırır.
Haşim, ‘aynı lisan içinde ayrı lisana sahip olmak’ olarak ifade eder üslubu. Yani bireyin fıtratından getirdikleriyle çevresinden aldıklarının izdüşümünü ifade eder. Üslup, her bireyde farklı seyreder. Her birey için üslubun kendi kişiliğine yansıyan nitelikleri vardır.
Üslup, görüşü bulanıklaştıran asit yağmurunu değil, ruha dinginlik bakışa ferahlık veren duruluğu ihtiva eder/etmeli.
Özetle üslup, nitelikli birey kimliği demektir. Cemiyetin tarih, kültür, şuur ve kimlik olarak bireye vurduğu mühür demektir, üslup.
Üslup içerisinde bir estetik kültür barındırmalı. Üslup sahibi estetik bir kimlik sahibi olmalı. Belagati, sanatı, tarihi, edebiyatı, folklörü, mimariyi ve yer yer şehir kimliğimizi bir zevki selim ile taşımalı. En iyi ihtimalle bunları bilen olmalı. Kalbi selim(vicdan) ile iç dünyasına sindirmeli. Aklı selim(sağduyu) ile selim ve salim bir çerçeveden çevresine yansıtabilmeli üslup sahibi iç sesini. Üsve-i hasene dediğimiz en güzel örnek olan Hazreti Peygamberin her halinden bu estetik kültürün izlerini sürebilmeli. ‘Akıl akıl gel çengele takıl’ kabilinden değil ‘akıl akıldan üstündür’ yahut ‘akıl kimde ise devlet ondadır’ fehvasının gereğini hatırlatan, saadete eriştiren türden olmalı üslup. Daima en olgun tarafa pencere açmalı.
Klasik sistemimizden kalma bir söz var: ’’Üslubu beyan aynıyla insan’’ yani insan; zarafeti, nezaketi ve ünsiyeti ile ne ise, üslubu da odur demektir. Nihayetinde üslup bir tarz, tavır, eda ve ondan yayılan söz ise ki odur, kişinin kişiliğinin ölçüsü de üslubudur. Kişilik üsluba aynen yansır. Edep, erkân, yol bilmek ve bunları bir terbiye ve medeniyet ölçüsü haline getirmek üslubun yansımalarıdır.
Bizim medeniyetimizin son beş yüz yıllık tecrübesini sembolize eden İstanbul efendisi, İstanbul beyefendisi ve İstanbul Türkçesi mutlaka bilinmeli, öğrenilmelidir.
İnce nezih, davet edici, dinlendirici, ölçülü bir ses tonundan beslenmeli, üslup. İnsanın üslubu, insanın iklimidir. Hangi sözüne bakılsa üslubu görülür. O iklim çölleşme değil, yeşermeyi/yeşertmeyi, hayat bulmayı beraberinde getirmeli. Konuşmayı, paylaşmayı, muhabbeti bir ibadet zevkiyle ve şevkiyle üsluba yansıtmalı. Üslup ile konuşmalı. Arkadaşını sevmenin, arkadaşına yardım etmenin bir ibadet olduğu lezzetini yaşayarak, yaşatarak öğretmeli üslup.
Terbiye edici, teskin edici, tezkiye edici olmalı üslubumuz.
Üslup ile bir Türkiye dileği ile sağlıcakla kalın.
Ağzınıza Gönlünüze Yüreğinize Sağlık, Her Zamandan Daha Çok İhtiyaç Duyduğumuz, Herşeyin Şirazeden Çıktığı Bir Dönemde Bizleri Yeniden Ölçüye Davet Eden Güzel Bir Yazı Olmuş. Tebrik Eder, Devamını Bekleriz.
Eyvallah teşekkür ediyorum. Üslubu söz, eda ve davranışlarımızla yaşatmaya her zamankinden daha çok ihtiyacımız var…
Üslup konusu dantel gibi işlenmiş, kalemine kuvvet üstadım.
Eyvallah teşekkür ediyorum. Memleketin düşünce hayatına bir nebze katkıda bulunursa ne mutlu…
Gününümüzde önceliğimiz olması gereken bir konuya değindiniz. Teşekkür ediyorum.
Teşekkür ediyorum.
“Yanlış üslup doğru sözün katilidir.”
Der Şadi Şirazi.
Kaleminize sağlık hocam…
Eyvalllah. Doğru, yerinde ve zarif üslup gönül kapısının anahtarıdır….