Kurumların kuruluş amacı nedir, vizyonu, misyonu nedir?
İnternet sitelerinde yazılanlarla sahadaki fiilleri örtüşüyor mu?
Bunları bilmek, doğruyu yanlıştan ayırt edebilmek için küçük çaplı da olsa bir araştırma yapmak gerekiyor. Biz de yerinden bir araştırma yaptık.
Bu yazımıza bir kurumu misafir edeceğiz.
Adını duymayan kalmamıştır…
Yunus Emre Enstitüsü.
İlk olarak birkaç yıl önce Kosova’ya gittiğimde kurumun oradaki faaliyetlerini yakından izlemiş, yöneticileri ve çalışanlarından da bilgi almıştım.
Oraya birlikte gittiğimiz insanların çoğu adını dahi duymamıştı bu kurumun.
Faaliyetlerine bakınca kendimizden utanmıştık.
Böyle bir kurumdan nasıl haberdar olamadık diye.
Bu hafta bir vesileyle Romanya’ya geldim, bu yazıyı da Bükreş’te ikamet ettiğim otelden yazıyorum.
Bugün, burada bulunan Yunus Emre Enstitüsünü ziyaret ettim.
Kurumun Müdürü Mustafa Yıldız bey bizleri ağırladı, samimi ve içten bir sohbetimiz oldu kendisiyle. Bizi çaya doyurdu aynı zamanda.
Kafamızdaki kimi sorulara cevap bulduk, kimi konularda da bilgilendirildik.
Otuz bin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının, yetmiş bin de Osmanlı bakiyesi soydaşımızın yaşadığı bir ülke Romanya.
Ticaretin yüzde 40’ı Türkler’in elinde imiş.
Neler yapıyorsunuz Enstitüsü olarak diye sorduğumuzda, kurum müdürümüz Mustafa Yıldız;
“Diplomatlardan tutun da, Dışişleri personeline, üst düzey askeri personele, jandarma ve polis teşkilatında görevli personele Türkçe öğretiyoruz.
Düşünün, bir ülkenin güvenliğini sağlayan insanların, diplomatların Türkçe öğrenme isteği neyi ifade ediyor olabilir?
Ülkemiz adına gurur verici bir durum. Türkçe’ye her alandan müthiş bir ilgi var, her kesimin ilgisine cevap veriyoruz, son iki senede pandemi sürecine rağmen 1700 kişiye kurs verdik, burayla yetinmeyip online olarak Moldova’da yaşayan insanlara da kurs veriyoruz.
Bunların yanı sıra el sanatları kursları da veriyoruz.
Türkçe öğrenmek isteyen Romanya halkına, Türkçe’sini geliştirmek isteyen soydaşlarımıza yönelik kurslar veriyoruz.
Sadece kurs değil, Türk kültürünü, gelenek ve göreneklerimizi de unutturmamak için gayret sarf ediyoruz.” dedi.
Otele gelince kurumun internet sitesini açtım orada ne yazıyor acaba vizyon ve misyon olarak dedim:
“Vizyon
Dünyanın her yerinde Türkiye ile bağ kuran ve Türkiye’ye dost insan sayısını artırmak.
Misyon
Türkiye’nin uluslararası alanda bilinirliğini, güvenilirliğini ve itibarını artırmak.”
Bunlar yazıyordu.
İnternet sitelerinde yazanlar gayet mütevazi kalıyor, fiiliyata baktığımızda.
Neden mütevazi kalıyor?
Savaş başladığı günden beri Ukrayna sınırından hiçbir mazluma kimlik sormadan hepsinin naklini sağlamaya çalışan Büyükelçiliğimizle koordineli bir şekilde işbirliği yaparak insanların yaralarına merhem olan bir kurum.
Adriyatik’ten Çin’e kadar konuşulan, yaşayan canlı bir dil olan Türkçemizin hamisi bir kurum.
Romanya ile üç bin ortak kelimemizin olduğunu öğrendik aynı zamanda ama günlük hayatta yüz elli kelime ancak kullanılıyor ve bu sayının artması gerekiyor bunu sağlayacak olan da Yunus Emre Enstitüsü.
Devlet ve millet olarak gözümüz gibi bakmamız gereken bir kurum.
Sadece Romanya’da değil tüm dünyada Türkçemizin bayrağını dalgalandıran bir kurum.
Hangi ülkeye gidersiniz gidin Yunus Emre Enstitüsü’nü ziyaret ettiğinizde mutlaka göğsünüz kabaracak.
“Sen kendini bilmezsen, bu nice okumaktır.” dediği gibi Yunus Emre’nin…
Kendisini bilen Büyük Türkiye’nin dünyadaki ayak sesleri Yunus Emre Enstitüsü…
Mustafa SÜS