eğitim,öğretim,terbiye,talim,Meb,Üniversite,öğrenci,öğretmen,muallim,öğretim üyesi,maarif,aile,
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Az Bulutlu
13°C
Ankara
13°C
Az Bulutlu
Çarşamba Hafif Yağmurlu
11°C
Perşembe Hafif Yağmurlu
10°C
Cuma Hafif Yağmurlu
9°C
Cumartesi Çok Bulutlu
9°C

Töreli Eğitim’de Eğitim Sürecinin Yönetimi

Töreli Eğitim’de Eğitim Sürecinin Yönetimi
23.11.2021 09:01
0
A+
A-

Modernci, ilerlemeci eğitim anlayışlarının bize neler yapıp ettiği hakkında yüzeysel şikayetler tarzında söylenip durmaktan öteye geçerek nasıl bir eğitim anlayışımız olmalı sorusuna doğrudan ve somut cevaplar vermeye yönelmek gerektiğini vurgulamış ve Töreli Eğitim anlayışından söz açmıştık. “Ezeli hikmet-umran-terbiye” temelinde inşa edilecek bir insan yetiştirme düzenine işaret eden Töreli Eğitim anlayışının, eğitim süreçleri ve kurumlarının yönetimi bahsinde de kendine özgü esasları bulunması kaçınılmazdır.

Öncelikle daha Osmanlı döneminde 1800’lerin ortalarında, Batı aleminden ithal edilen okulların tür ve sayısının artmasıyla birlikte gündeme gelmeye başlayan ve eğitimin yönetiminin okulların yönetiminden ibaret görülmesi olarak tanımlayabileceğimiz yaklaşımın Töreli Eğitim anlayışı bakımından bütünüyle anlamsız olduğunu vurgulamak gerekiyor. Malum olduğu üzere bir tür okullar bakanlığı “mekatib-i umumiye nezareti” olarak kurulan teşkilat daha sonra adındaki değişimlerle maarif nezareti ve ardından maarif vekaleti ve milli eğitim bakanlığına dönüşmüş olsa da esas itibarı ile “okullar bakanlığı” olmak özelliğini sürdürmektedir. “Milli eğitim” ifadesi düşünüldüğünde sadece eğitimin milli karakterinin temin edilmesine değil bütün bir milletin eğitimine ya da eğitim denen o kapsamlı olgunun bütün boyutlarına yönelen bir atıf dikkat çekiyor. Buna karşın Milli Eğitim Bakanlığının fiili olarak okulöncesi, ilkokul, ortaokul ve liselerdeki işleyişten sorumlu bir kurum olarak işgördüğünü söylemek yanlış olmayacaktır. Yükseköğretimin, milli eğitimin kapsamında kabul edilmemesi belki de bu durumun sonucu olsa gerektir. Türkiye’de eğitim yönetimi akademik bir alan olarak düşünüldüğünde de ilk ve orta dereceli okulların yönetimi anlaşılmaktadır. Yükseköğretim kurumlarının yönetimi ayrı bir akademik alan olarak zaten şekillenmiş bulunmaktadır.

Eğitim denilince ve biçimsel, biçimsel olmayan ya da biçimdışı bütün formları düşünüldüğünde olabildiğince kapsamlı, çok boyutlu bir olgu ve alan ortaya çıkmaktadır. Bu ülkede bir insanın yetişme sürecinde etkili olan bütün eğitim süreçlerinin milli olması kastediliyor ve bakanlık bundan sorumlu tutuluyorsa fiili durumda bakanlığın bütünüyle sınırlandırılmış olduğunu düşünmek kaçınılmazdır. Bu sınırlandırılmışlık bakanlığın bürokratik yapısında uzun yıllardır öylesine etkili olmuştur ki girişilen reformlar ve yapılan düzenlemeler bahsettiğimiz okullar düzeyi ile sınırlı kalmaktan kurtulamamıştır.

Eğitimin yönetiminde de töreli bir anlayışın peşinde olmak temel gayemiz olmalıdır. Eğitim, bu ülkede insan yetiştirme sürecine etki eden bütün etkenleri olabildiğince kapsayan bir genişlikte anlaşılmalıdır. Bu noktada bir ülkede bir bakanlığın adı “milli eğitim” olacaksa doğumundan yetişkinlik çağlarına kadar bir insanın yetişmesinden sorumlu bir bakanlık olduğu bilinmelidir. Ve fakat bu sorumluluk şimdiye kadar olduğu gibi okullar temelinde düşünülmemeli, eğitimin büyük ölçüde okul dışında meydana geldiği baştan kabul edilmelidir.

Bu bağlamda en geniş anlamıyla eğitimin yönetiminden sorumlu bir bakanlık ne yapmalıdır sorusunun doğal olarak oldukça kapsamlı bir cevaba ihtiyacı vardır. Burada Töreli Eğitim anlayışının yönetim bahsindeki temel görüşünü yansıtabilecek sadece bazı örnekler vermek mümkün olacaktır. Töreli Eğitim anlayışında anaokulu dönemine gelene kadar çocukların olabildiğince biçimsel okul ortamının uzağında, anne-baba, aile ortamının yakınında olması esastır. Dolayısıyla milli eğitimden sorumlu olan bakanlık bu dönemdeki çocukların anne-babaları, aileleri ile olabildiğince zengin eğitim ve öğrenme tecrübeleri yaşayabilmelerinin yollarını araştırmakla ve bulmakla yükümlü olacaktır. Temel politika ve uygulamalar bu yaşlarda çocuğu olan anne-babaların, ailelerin sosyal, ekonomik, hukuki vb. yönlerden desteklenmeleri, eğitime ilişkin imkan ve kabiliyetlerinin artırılmasını hedeflemelidir. Çalışan anne-babalara daha fazla evde vakit geçirme imkanı; çocukların eğitim ve öğrenme faaliyetlerinin desteklenmesi için ek maddi gelir temini; mesela her yıl belirli dönemlerde tatil yapabilmeleri için izin ve maddi destek; düzenli olarak kitap, oyuncak, öğrenmeye dönük oyun takımları vb. eğitimle ilgili araç-gerecin alımına dönük bilgi ve maddi destek; anneanne, babaanne ve dedelerle daha çok vakit geçirilebilmesi için geliştirilecek çeşitli destekler bu kapsamda düşünülebilir ve bunlar daha da çeşitlendirilebilir.

Temel eğitim ve ortaöğretim düzeyinde okullar bakımından yapılacak çok şey olmakla birlikte Töreli Eğitim anlayışının gerektireceği okul yapısı ayrıca ele alınması gereken kapsamlı bir konu niteliğindedir. Fakat bu düzeyde en az okullardaki düzenlemeler kadar önemli olan şeyler diğer eğitim ve öğrenme ortamları ile ilgili olarak yapılacaklar ve öğrencilerin ve ailelerin sosyal ve ekonomik açıdan desteklenmeleri gibi konulardır. Özellike medyanın bir eğitim ve öğrenme zemini olarak ele alınması bu bağlamda önem taşımaktadır. Medya ortamlarında en düşük seviyedeki yapımlar ve şovların egemenliği, öğrencilerin ve ailelerin nitelikli bir şekilde edebiyatla, sanatla, sporla, kültürle temasının önündeki maddi ve manevi engeller bir “milli eğitim” bakanlığının üzerinde düşüneceği en önemli konular olacaktır.

Eğitim bakanlığının, insanın yetişmesinde etkili olan bütün etkenleri kontrol etmesi gerektiğini elbette söylemek istemiyoruz. Bunun becerilebileceğini düşünmek bile abes olurdu. Ancak insanın yetişmesine ilişkin bütüncül bir bakış açısı ve sorumluluk duygusu, bizleri sadece okullara odaklanmaktan koruyabilir ve böylece “bir insanın yetişmesi” bilinci ile bütüncül politikaların, felsefi tutumların gelişitirilmesine kafa yormaya yönlendirebilir.

Açık seçik ortada olan bir hakikattir ki şu okuldan bu okula geçişle ilgili sayısız düzenlemenin ya da okullardaki müfredat ile ilgili reform girişimlerinin hepsinden daha anlamlı olacaktır medyanın eğitim ve öğrenme ile olan ilişkisine kafa yormak. Hepsinden daha anlamlı olacaktır daha zengin eğitim ve öğrenme tecrübesi için anne-babaların, ailelerin ve öğrencilerin maddi ve manevi olarak desteklenmeleri. Haftada bir gün mesela Çarşamba günü olsun, öğleden sonra okulların tatil edilmesi ve her çocuğun anne-babası, velisi ile birlikte bir kültür ve sanat etkinliğine katılması için gerekli düzenlemelerin yapılması yıllardır yapageldiğimiz birçok şeyden daha çok etkileyecektir insan yetiştirme düzenimizin niteliğini. Şu televizyonlardaki pespayeliğin bir süre olsun durdurulması da aynı şekilde. Öyle sanıyorum ki sabah 09.00 ile akşam 18.00 arasında televizyon yayını bütün ülkede durdurulabilse, o malum gündüz kuşağından toplum kurtarılabilse, ne bileyim tv dizileri 45 dakika ile sınırlandırılabilse bile onlarca saat ders işlemekten, sayısız müfredat değişikliğinden daha yararlı olacaktır eğitim bağlamında.

Nihayetinde her durumda bir milli eğitim bakanlığına ihtiyacımız vardır. Bu bakanlık, eğitimi okullardan ibaret görmeden bütüncül bir şekilde insan yetiştirme sürecimizi yönetebilmeyi denemeye yönelmelidir. Doğumdan yetişkinliğe kadar iyi bir insan nasıl yetişir sorusunun cevabında payı olan bütün etkenleri birarada düşünmeye çalışarak.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.