eğitim,öğretim,terbiye,talim,Meb,Üniversite,öğrenci,öğretmen,muallim,öğretim üyesi,maarif,aile,
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Açık
16°C
Ankara
16°C
Açık
Cumartesi Az Bulutlu
16°C
Pazar Çok Bulutlu
14°C
Pazartesi Az Bulutlu
13°C
Salı Çok Bulutlu
11°C

Abdülbaki DEĞER

1978 yılında Bingöl’de dünyaya geldi. Ankara Üniversitesi DTCF Sosyoloji Bölümü’nden mezun oldu. Türkiye ve Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü’nde Kamu Yönetimi yüksek lisansı yaptı. 2013-2021 yılları arasında Milat Gazetesi’nde köşe yazarlığı yaptı. Yenişafak, Karar gazetelerinde eğitim başta olmak üzere değişik konularda görüş ve değerlendirmeleri yayımlanan Abdulbaki Değer, aynı zamanda 2016 yılından bu yana Özgür Eğitim-Sen’in (Özgür Eğitim ve Bilim Çalışanları Sendikası) Genel Başkanlığını yapmaktadır.

    Tatlı yalanlar, acı gerçekler veya hayvanat bahçesinde ne işimiz var?

    Yavru deve annesine sormuş:

    “Anne, bizim niye hörgücümüz var?”

    “Yavrum!” demiş anne, “Çöl sıcağında susuzluğa dayanalım diye.”

    “Peki anne,” demiş, “bizim toynaklarımız niye bu kadar geniş?”

    Annesi “Yavrum!” demiş, “Çölde ayaklarımız kuma batmasın diye.”

    Yavru Deve “Anne bizim boynumuz niye bu kadar uzun?”diye sormuş.

    Annesi de “Yavrum!” demiş, “Çölde uzaktan gelen tehlikeyi görebilelim diye.”demiş.

    Yavru Deve aldığı cevaplara dayanamayarak sormuş “Peki Anne Allah aşkına bizim hayvanat bahçesinde ne işimiz var?”

    ***

    Vaziyetimizi bütün çıplaklığıyla anlatan bir mesel bu. Hayatımızın her bir alanına projeksiyon tutan mesel üzerinden eğitim-öğretim alanımıza kabaca bakmak istiyorum. Bilindiği üzere alan ağır ve yüklü bir reotiğin altında. Ciddi bir kamusal söylemle halelenmiş durumda. Bu şartlar içerisinde alanın gerçekliğini görmek ve bu gerçekliğe göre yeni bir değerlendirme yapmak zannedildiğinden çok daha güç.

    Karşımızda eğitim-öğretim faaliyetinin amaçlarına ilişkin bir anlatı var. Anlatıya göre yürüttüğümüz faaliyetin neticesinde eleştirel düşünme, analiz etme, yorumlama, senteze ulaşma, kendini ifade etme, özgüveni yüksek, katılımcı, işbirliğine, takım çalışmasına katılan, milli ve manevi değerleriyle barışık, dünyaya açık, hak ve özgürlükler konusunda duyarlı, akademik donanımı güçlü vs. öğrencilerimiz olacak. Zaman olarak hayli uzun ve içerik olarak yoğun olarak programlanmış eğitim-öğretim faaliyetimizin bu amaçlarını gerçekleştirmek için devasa bir bürokratik mekanizma iş başında. Resmi olarak bir milyonun üzerinde öğretmen MEB bünyesinde. Kılı kırk yararcasına hazırlandığı intibaı verilen dersler ve içerikleri var. İçeriklerin aktarımına ilişkin hergün biraz daha çeşitlendirilen yöntem, teknik, araç ve gerecimiz var. Paralel bir eğitim sistemi olarak varlığını devam ettiren kurs, etüt merkezi, dershaneler var. İçeriği hergeçen güm katlanarak büyüyen sanal ortam platformları var. Ulusal, uluslararası ölçme-değerlendirme sınavlarımız var. MEB’in yürüttüğü hizmetiçi eğitim faaiyetleri var. Eğitim Fakültelerimiz, üniversitelerimiz var. Canla başla çalışan sivil toplum örgütlerimiz var. Hepsi varlıklarını ve anlamlarını bu resmi anlatıdaki konumlarından alıyor. Hepsi dile gelen amaçları gerçekleştirme noktasında gördükleri hayati işlev nedeniyle hayatmızda arz-ı endam ediyorlar. Daha sayamadığım niceleriyle beraber bütün bu “var”lar gerçekten de “var” olduklarına ve belirttildiği gibi çalıştıklarına göre o zaman dile gelen amaçlarla ilintisi olmayan şekilde “hayvanat bahçesinde” bulunuyor oluşumuza bir açıklık getirmemiz gerekiyor.

    Bakmamız gerekiyor çünkü vaat edilen amacın gerçekleştiğine dair bir emare yok önümüzde. O halde içinde bulunduğumuz hâlin bir izah gerektirdiği açıktır. Belirlenen amaçlar niye gerçekleşmiyor? “Bu şartlar içerisinde bu amaçlar niye gerçekleşsin ki?” sorusu acaba anlamsız bir soru mu örneğin? Belirlediğimiz araçlar ile amaçlarımız arasında bir uygunluk var mı gerçekten? Problem nereden kaynaklanıyor? Sistemi gerçek anlamda bir ölçme-değerlendirme süzgecinden geçiriyor muyuz? Geçiriyorsak ne tür bir tabloyla karşı karşıyayız? Yapısal bir problemle mi karşı karşıyayız, teknik-tali aksaklıklar mı var? Her şey yolunda, planlandığı gibi mi veya?

    Ülkemizde güzel sözler, albenili laflar kullanmak dört başı mamur bir anlatı sayılıyor. Daha da kötüsü bu tip bir mantıksal kurgu içerisinde oluşturulan anlatının rafine bir kamu politikası olduğuna inanılıyor. Ne yapacağız? Okullara gideceğiz, çeşit çeşit dersler göreceğiz. Güzel. Peki, okula gidip güzel dersleri aldığımızda ne olacak? Eleştirel düşünme yeteneğimiz artacak, yorumlama kabiliyetimiz gelişecek, donanımız artacak, daha iyi bir insan olacağız, daha donanımlı hale geleceğiz, ülkemizin hatta dünyanın ihtiyaç duyduğu nitelikleri taşıyacağız… Ninni tadında uzayıp gidiyor liste. Deve yavrusunun sorduğu gibi “tamam, anladım çöl sıcağında susuzluğa dayanmamız için hörgücümüz var, çölde kuma batmamamız için toynaklarımız var, uzaktan gelen tehlikeyi görmemiz için uzun boyumuz var. Peki o zaman hayvanat bahçesinde işimiz ne?”

    Vaat edilen amaçların gerçekleşip gerçekleşmediğiyle yüzleşmemiz için acaba ne kadar daha böyle devam etmemiz gerektiğini düşünüyoruz? Çölün engin sınırsızlığına dair bir anlatı oluşturup hayvanat bahçesine talim etmeye ne kadar daha devam etmemiz gerekiyor? Rahmetli Aliya’nın dediği gibi tatlı yalanları anlatmak yerine acı gerçeklerle yüzleşmemiz gerekiyor. Yüzleşebilirsek bir şansımız olabilir aksi taktirde şu ana kadar olduğu gibi tatlı yalanlarla kendimiz kandırmaya devam edebiliriz ancak.     

    Yazarın Diğer Yazıları
    Yorumlar

    Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.