Osmanlı Devleti 1866 yılında konargöçer aşiretlerin iskân işini ele aldı. Fırka-i Islahiye adlı bir komisyon kuruldu. Emrine askerî birlikler verildi. Başına Derviş Paşa getirildi. Komisyonun görevi: Devlet nüfuzunun varamadığı Çukurova’daki aşiretleri uzağa gönderme, sonra da iskâna tabi tutmaktı. Devlet tarafından yapılan izahta: “Nüfusa kaydedilmemiş aşiret topluluklarını kayıt altına alarak ordu...
Bizim gibi imam-cemaat ilişkisinin çok güçlü olduğu Doğu toplumlarında “imam”a biçilen rol kıymetlidir. Fakat atalardan rafine olarak bize ulaşan “papaza kızıp orucu terketme” veya “imama kızıp namazı terketme” ikazı her türlü kıymetin üzerindedir. Zira namaz, oruç gibi temel ibadetler yara alırsa her alanda çöküş kaçınılmazdır. Bugün yaşadığımız buhranların sebebini de...
Aslında bazen giderken hayattan ve yaşamak vadisinden, güzelce ölebilmekti belki bir sonbahar yaprağı gibi… Yârinden, yurdundan o son kopuşta en tatlı rengine bürünüp, son tebessümü takınmaktı. Ve hayran bırakmaktı tüm insanları, Son ihtişamına… Altın sarısı, Alev kırmızısı, Sonbahar… Ayrılıkların ayıydı oysa Eylül…Azrail bile mesaisini artırıyordu, zamanında. Eşya, sûrete bürünmüş meleklerin...