eğitim,öğretim,terbiye,talim,Meb,Üniversite,öğrenci,öğretmen,muallim,öğretim üyesi,maarif,aile,
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Az Bulutlu
15°C
Ankara
15°C
Az Bulutlu
Pazar Az Bulutlu
15°C
Pazartesi Açık
17°C
Salı Parçalı Bulutlu
17°C
Çarşamba Açık
16°C

Mustafa ALTINSOY

İlkokulu Erzurum’da, ortaokul ve liseyi İstanbul’da okudu. Marmara Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesinden mezun oldu. İşletme Fakültesinde, Yönetim ve Organizasyon alanında Yüksek Lisans yaptı. Birkaç farklı alanda ticaretle uğraştı. Millî Eğitim Bakanlığının çeşitli kademelerinde öğretmen ve yönetici olarak çalıştı. Manisa, Sivas, Adana İl Millî Eğitim Müdürlüğü görevlerinde bulundu. Eğitime dair gözlem ve çalışmalarını çeşitli internet sitelerinde yazmaktadır.

    Sabahları Buluşalım

    Geçtiğimiz pazar günü  WhatsApp grubunda bir imam hatip okulunun “sabah namazında aileler buluşuyor” şeklinde bir  davetiyesini görünce eşimle beraber buluşma yeri olan Marmara İlahiyat Fakültesi Camii’ne gittik. Sabahın en güzel vaktinde camide çocukları ve eşleriyle namaza gelen birçok aile vardı. Namaz çıkışında da  okul derneği cemaate çorba ikramında bulundu. Hâsılı güzel bir aile buluşması ve muhabbet ortamı oldu. 

    Bu arada imam efendi, sabah namazının ilk rekâtında Enfal suresinin 63. ayetini okudu. Ayette mealen şöyle buyruluyordu:

    Ve onların kalplerini birbirine ısındıran da (O’dur). Eğer yeryüzünde bulunan her şeyi sarf etseydin, yine onların kalplerini birbirine ısındıramazdın. Fakat Allah, onların aralarını (İslâm sayesinde sevgiyle) kaynaştırdı. Çünkü O, mutlak galip, hüküm ve hikmet sahibidir.Yani siz farklı farklı milletlerden ve kültürlerden farklı düşünen insanlar iken Allah sizin kalbinize ilham koyarak sizleri kendi yolunda birleştirdi. Bu size Allah’ın bir lütfudur anlamındaki ayeti kerimeyi okudu.

     Hem  buluşmadaki  müstesna ortam, hem okunan ayetin güzelliği hem de içinde bulunduğumuz haftanın  Camiler Haftası olması hasebiyle  bu yazımı hayatımızın merkezinde olması gereken camilerin önemine ayırdım:

    Birkaç yıl önce mezun olduğum fakültenin  mezunları olarak bir kahvaltı programı düzenlemiş ve oraya konuşmacı olarak bir kişisel gelişim uzmanını! davet etmiştik. Konuşmadan önce  kahvaltı ortamını izleyen kişisel gelişim uzmanı arkadaş; toplantıya başlarken “Arkadaşlar benim size verecek fazla bir şeyim yok, çünkü siz zaten toplumun ihtiyacı olan rehabilite, kaynaşma ve hemhâl olma ortamını oluşturmuşsunuz. Çünkü; Modern  çağın insanı yalnızdır. Bunalımının sebebi biraz da budur.  

    Kişisel gelişimci ile hasbihalimiz bu minvalde uzayıp devam etti ve ben o konuşmadan kendi adıma çok müstefit oldum. Şimdi bu hasbihalden mülhem yazımı devam ettirmek istiyorum:

              Televizyonlarda sahte ilişkilerle bizi uyuşturmaya çalışıyor. Dolayısıyla kişi daha fazla şeylere sahip olursa endişeden kurtulacağını sanıyor. Ama içindeki boşluğu bir türlü dolduramıyor.  Herkesin bireysel ve bencil olduğu modern çağda insanların daha çok kaynaşmaya, birbiriyle tanışmaya ve dertleşmeye ihtiyacı var.

    Malum olduğu üzere,  gerekli gereksiz eşyalarla donattığımız evlerimizde maalesef birçok nedenle misafir ağırlayamıyoruz. Önceden ayarlanmış randevulu ağırlamalarda ise hanım kardeşlerimiz maalesef sadelikten ziyade gösterişe ağırlık vererek fazla yorulduklarından misafir kabul etmemek için birçok bahane üretiyorlar. Dolayısıyla günümüzde  artık  kolay kolay evlerimizde bir araya gelemiyoruz.

    Öyleyse buluşamıyoruz, görüşemiyoruz  diye bahaneler bulmak; karanlığa küfür etmek yerine çözüm üretmek gerekmez mi? Ben diyorum ki madem evlerimi dar (!), ailelerimiz yorgun (!); öyleyse Allah’ın evinde (camilerde) buluşup birbirimizle kaynaşarak hem camileri asıl fonksiyonuna kavuştursak hem de misafire hazırlık zamanımızı ibadete ayırsak daha güzel olmaz mı?

     Çeşitli mesaj sistemleri üzerinden birbirimize -yapmadığınız/ yapamadığımız- mesajlar  göndermek yerine bu tip programlarla hem kendimizi yenilemiş hem de birbirimizle yüz yüze, diz dize, gönül gönle haberleşmiş olmaz mıyız?

    Esasında camiler bizler için en pratik ve uygun buluşma mekânlarıdır. Çünkü camiler,  herkese açık, önceden yer ayırma, izin alma, ücret ödeme gerektirmeyen; protokol ve yer sıkıntısı olamayan herkesin kaynaşıp, yalnızlığımızı dostlarla paylabileceğimiz en iyi geniş ve ferah mekânlardır.  

    Özellikle sonbahar mevsimlerinde iklim ve vakit müsait olduğundan dolayı bu tip organizasyonları yaparak sık sık buluşmalar tertip edilebilir. Önümüzdeki kış mevsiminden dolayı da bu programlar devamlı periyodik hale getirilerek camiye devam ve erken kalkma  alışkanlığı kazandırılabilir. Üstelik sabahları trafik olmaması ve bu tarz programların bizi güne erken başlayamaya teşvik etmesi de önemli bir kazanımdır. Unutulmamalıdır ki “Sabah bir saat kaybedersek bütün günümüz onu arayarak geçecektir.” (Richard Whately)

    Tüm bu faydaların yanı sıra camiler; herhangi bir dernek, vakıf ya da cemaate ait olmayan ortak mekânlarıdır. Gelene niye geldin ? diye sorulmadığı gibi, günün her saatinde kapılarını herkese açmış  bireysel ve toplu halk eğitim ve rehabilite merkezleridir. Bizim toplumumuzda hayatının merkezinde, köyün meydanında, şehrin merkezinde camiler ve caminin imamı vardır. Salgın döneminde,  cemaatle namaza kılmanın kısıtlanması; toplumumuzun sosyalleşmesi açısından da önemli görev icra eden camilerin kıymetini  daha iyi bilmemize de vesile olmuştur.

    Devletimiz son dönemde toplumun eğitilmesi için  fakülte mezunu, bilinçli özel eğitimden geçmiş birçok imam-hatip de atamıştır. Bize düşen görev, sabahın erken saatinde nefsimizi yenerek yola revan olmaktır. Çünkü o saatte yataktan kalkabilmek nefsini yenebilmek kolay bir şey değil. Atalarımız  “Yorganın altından kalkan, her şeyin altından kalkar.” demişler.

    Sonbahar ve kış dönemi değerlendirmek üzere bütün duyarlı insanları ve klavye mücahitlerini sabah namazında camilerde buluşmak üzere organize yapmaya davet ediyorum. Her whatsapp grubu, dernek, vakıf kendi aralarında organize ederek buluşmalarını sağlayabilir.

           Her şehirde özellikle Osmanlı ve Selçukludan kalma küçük, şirin manevî havası sıcak olan camiler mutlaka vardır. Sadece camiler haftasında değil bireysel olarak her gün, aileler olarak haftalık ve aylık periyotlarla “Sabah namazında aileler ya da arkadaşlar buluşuyor” etkinliği yaparak insanlarımızı kaynaştırma yoluyla dost ve hasbihal ihtiyacını giderebiliriz. Çünkü alt yapısı ve ortak buluşma alanı olan camileri büyük bir imkân ve şans olarak görüyor,  bu tarz buluşmalar yapılmasının toplumsal pek çok faydayı ihtiva edeceğine yürekten inanıyorum.

    Bu pazar sabahı buluşmalarında;

    • İşrak vaktine kadar bir sohbet programı mesela hadis dersi yapılabilir. 
    • Caminin durumu ve ortamı müsait olmaları halinde, namaz çıkışı pratik şekilde çay çorba ikramı olabilir.  (Mercimek çorbası tercih sebebidir, Ezo gelin çorbası genelde mide ağrısı yapıyormuş.) 

    Bu vesileyle ve Diyanet İşleri Başkanlığımızı özverili çalışmalarından dolayı tebrik ediyor; STK’larımızı da Camiler Haftasında çeşitli programlar yapmaya davet ediyorum. 

            Yeri gelmişken, camiler haftası vesilesiyle şunu da söylemeden geçemeyeceğim. İmamları cemaatlerine karşı biraz daha duyarlı olmaya, yakından tanımaya  çağırıyorum. İstanbul Kirazlıtepe’de  altı sene aynı camiye gidip zaman zamanda imamla zoraki tanışma teşebbüsünde bulundum.  Bu altı yıl içinde  bir kez bile siz kimsiniz, ne işle meşgulsünüz hemşerim? diye sormadı. Ancak Çamlıca Namazgah’da yeni gittiğim caminin imamı bir ay geçmeden beni fark ederek “Hocam  son zamanlar siz bu camiye gelmeye başladınız, kimsiniz? tanışalım” diye söyledi.

    Hayırda buluşmak ve yarışmak dileğiyle. Allah’a emanet olun. 

    Mustafa Altınsoy     Twitter: @Altinsoy64

    07/10/2022

    Yazarın Diğer Yazıları
    Yorumlar

    1. Salih NAYMAN dedi ki:

      Teşekkürler.
      Allah cc razı olsun.
      Yazılarınızdan istifade ediyoruz.
      Selamlar…

    2. Hüsnü İnci dedi ki:

      Uyku katillerin bile çeşmesi…
      Yorgan Allah size kadar sığınak.

      Evet Hocam adetler ağırlaştırılmış misafirlik bitmiş durumda…

    3. Nurettin Akçakale dedi ki:

      Kıymetli Hocam gene çok güzel bir konuya temas etmişsiniz Allah razı olsun. Ama ne günümüz imamlarında o ruh var nede cemaatlerinde.

    4. ferman dedi ki:

      katılıyorum azizim, dilerim uygulanır.
      özellikle gençlerin buna çok ihtiyacı var