-Kaç dil biliyorsun?
-11
-İlim adamı olmak için bu yeterli değil. Her yıl bir dil öğren.
Böyle bir girişle yazıya başlayarak dil öğrenme sürecinde zorluk çeken veya pes ederek bir dili dahi öğrenemeyenlerin dikkatini çekmek istiyorum. Çoğumuzun bir yabancı dil bile bilmediği veya bir yabancı dil öğrenirken bile türlü bahaneler ürettiğimiz, çoğu zaman ya yarıda bırakıp ya da hiç başlayamadığımız yabancı dil öğrenme serüveninin Prof. Dr. Fuat Sezgin hoca için hiç de zor olmadığını öğrendiğimde cevabını merak ettiğim “neden” ve “nasıl” ile başlayan iki soru olmuştu. Bir değil tam 27 dil öğrenmenin de mümkün olduğunu bizlere kanıtlayan hocanın bunu nasıl başardığı üzerinde durmanın cesaretimizi artırması, ufkumuzu genişletmesi, bir dilin neden ve nasıl öğrenilmesi gerektiğinin iyi anlaşılması bu yazının tek odak noktasıdır. Kendisine 27 dil bildiğini söyleyenlerin abarttıklarını söylemiş öbür taraftan da hocası Hellmut Ritter’in 32 dil bildiğini ifade etmiştir. Öğrendiği dil sayısının çok önemli olmadığını oldukça mütevazı bir şekilde ifade ederek dil öğrenmenin aslında aşılamayacak bir dağ olmadığını vurgulamaya çalışmıştır. Fuat Sezgin gibi hedefleri olmayanlardan bu kadar çok dil öğrenmesini beklemek doğru olmasa da bir veya iki dil öğrenme çabası içinde olanların da öğrenme hikâyelerini yarım bırakmamalarının önemi üzerinde durmakta fayda var.
Dil Öğrenme Bir İhtiyaçtan Doğar
Hayatı başarılarla dolu ve dünya çapında bir bilim adamı olan Prof. Dr. Fuat Sezgin hocanın İslam bilim tarihi alanında birbirinden değerli bir çok eseri bulunmaktadır. Eserlerini yazarken yararlandığı kaynakların çevirilerine başvurmamış, aksine ilgili kaynak hangi dilde yazılmış ise o dili öğrenmeye çalışmıştır. Lise yıllarında öğrendiği Fransızca dışında araştırma ve çalışmalarında öğrenilmesini zorunlu hissettiği ilk dil Arapça olmuştur. Üniversitedeki hocası Hellmut Ritter’in önerisi üzerine Arapçayı altı ay gibi kısa bir sürede öğrenmiş orijinal metinleri okuyacak seviyeye gelmiştir. Fuat hocayı Arapça öğrenmeye zorlayan sebep elbette alanındaki kaynaklara ulaşabilmek ve o dile hâkim olabilmekti. Bir dile yeterince hâkim olmak demek o dili çeviride, kültürde, okumada, yazmada, dinlemede, iletişimde kısaca dilin her alanında ve anında tam olarak kullanabilmek demektir.
Bir filolog olan hocası Hellmut Ritter Fuat Sezgin’in kısa sürede dil öğrenebildiğini ve bu konuda bir potansiyele sahip olduğunu fark etmiş ve kendisine beş dile aynı anda başlayarak her yıl bir dil öğrenmesini tavsiye etmiştir. Çalıştığı alanlarda karşısına çıkan ve mutlaka öğrenmesi gerektiğini düşündüğü neredeyse her dili öğrenmiştir. Onunla ilgili birçok kaynakta şu ifade geçmektedir: Fuat Sezgin Süryanice, İbranice, Latince, Almanca, Rusça dâhil toplam 27 dil biliyordu. Neden bu kadar çok dil öğrendiği sorulduğunda bilimler tarihinde birçok kitabı okumak, anlamak ve eserlerini yazmak için gerekli olduğunu ve ihtiyaç duyduğu dili sadece bir vasıta olduğu ve ondan faydalanmak için öğrendiğini belirtmiştir.
Dil Öğrenmek Çok mu Zor?
Dil öğrenirken kullanılan yöntem ve tekniklerin önemi tartışılmaz. Fuat Sezgin hocanın hayatını incelediğimizde öğrenmeyi sadece dil öğrenme ile sınırlandıramayız. Hayatı boyunca belli prensiplere sahip olduğu ve bunlardan taviz vermediği görülmektedir. Öğrenmenin ihtiyaçtan doğduğu gerçeğinden yola çıkarak ihtiyaç duyulmayan bir şeyi gerekli görülmediği durumda elde etmeye çabalamanın da gereksiz olduğunu düşünebiliriz. Bazen bir merak ile başladığımız bir işi sonunu getirmeden bırakırız. Bizi o işi yapmaya götürecek, zorlayacak veya olumlu yönden güdüleyecek bir nedene ihtiyaç duyarız, Yani bir amacımızın olmasını bekleriz. Hayatımızda olduğu gibi dil öğrenmede de amaçsız yapılan her faaliyet veya çaba boşa kürek çekmek demektir.
Fuat Sezgin hocanın hayatında yaptığı her şeyin bir amacının olduğunu görmek mümkündür. Dil(ler) öğrenme serüveni de bu şekilde devam etmiştir. Dil öğrenmeye meraklı olan Fuat Sezgin bir dile ihtiyaç duyduğu anda o dili öğrenmeye odaklanır ve ihtiyacını karşılayacak düzeyde öğrenmeye gayret ederdi. Rusya’da bir konferansta bildiri sunacağı zaman Rusça sunum yapmak istemiş, üç ay içerisinde öğrendiği Rusça ile sunumunu gerçekleştirmiştir. Rusçayı kısa sürede nasıl öğrendiğini merak edenlere kızının vermiş olduğu cevap babasının sadece geceleri çalışarak ve kasetçalarlar yardımıyla bol bol Rusça kaynaklar dinleyerek şeklinde olmuştur. Kendisi dil öğrenme işini akademik çalışmalarından arta kalan zamanlara bırakmıştır. Ona göre bir yabancı dili iyi öğrenebilmek için anadilimizi iyi bilmek bir zorunluluktur.
İstikrar Başarının Anahtarıdır
Herkesin Fuat Sezgin gibi dil öğrenme konusunda üstün bir yeteneğe sahip olması beklenemez. Ancak çalışma prensipleri açısından değerlendirildiğinde bir şeyi başarmanın en önemli yolunun “istikrar” olduğu görülmektedir. Kendisi çalışma sırasında masa başında oturmanın ve sadece çalışmaya odaklanmanın ve bunu düzenli bir şekilde, sabırla sürdürebilmenin dil öğrenme ile birlikte tüm öğrenmelere götüreceğini ısrarla vurgulamıştır.
Sabır ve planlı çalışmanın sonunda bir çok başarı elde etmiş Prof. Dr. Fuat Sezgin hocanın dil öğrenme hikayesi bu yazı kadar kısa değil elbette. Her konuda hassas olduğu gibi zamanın verimli kullanılması konusunda da çok hassas olmuştur. Pek çoğumuzun dil öğrenme çalışmalarında yeterince sabır göstermediği, dil öğrenmeyi zorunlu hissetmediği ve zamanı verimli kullanmadığı bu nedenle de hedefe ulaşamadığı bir gerçektir.
Fuat Sezgin dil öğrenme konusunda yeterince başarılı olamamamızın bir diğer sebebini de özgüven eksikliğine bağlamaktadır. Türk insanı olarak kendimize olan özgüven eksikliğinin sebebinin cehalet, cehaletin sebebinin de tembellik olduğunu düşünmektedir. 70 yaşına kadar günde 17 saat çalışan biri için böyle söylemekten doğal başka ne olabilir?
Bu nedenle hayatıyla ve vermiş olduğu eserleriyle dil öğrenme, çalışma ve kendine güvenme konusunda herkese örnek olmuş bir bilim adamı olma özelliğini fazlasıyla hak etmektedir. Dil öğrenmeyi kendimiz için bir kompleks olmaktan çıkarmak istiyorsak dil öğrenenlerin nasıl öğrendikleri hakkında yeterli bilgi sahibi olmak işimizi kolaylaştıracaktır. Bir dil bir insan sözünün anlamını tam kavrayabilmek için o dile hâkim olmanın sırrına da vakıf olmak gerekir.
Kısaca özetleyecek olursak Fuat Sezgin hocanın gerek yaşantısı gerekse gençlere vermiş olduğu tavsiyelerle başarıya giden yolun sabır, azim, istikrar, zaman, planlama, anadil bilgisi, ihtiyaç ve özgüven taşları ile döşendiğini görmekteyiz. Hiçbirimiz ömrü okumak, yazmak, öğrenmek ve üretmekle geçmiş bir Fuat Sezgin değiliz. Ancak Fuat Sezgin’i başarıya götüren ilkelerin neler olduğunu kendimize ve çevremize anlatma, en azından bir veya birkaç ilkesini benimseme konusunda bir ilkemizin olması gerçeğini de göz ardı etmemeliyiz.
Prof. Dr. İsmail ÇAKIR