eğitim,öğretim,terbiye,talim,Meb,Üniversite,öğrenci,öğretmen,muallim,öğretim üyesi,maarif,aile,
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Parçalı Bulutlu
22°C
Ankara
22°C
Parçalı Bulutlu
Salı Parçalı Bulutlu
21°C
Çarşamba Hafif Yağmurlu
15°C
Perşembe Parçalı Bulutlu
14°C
Cuma Açık
15°C

Doç. Dr. Cihan KILIÇ

01.01.1982 Gümüşhane/Kelkit doğumlu. İlk, orta ve lise eğitimini Ankara’da tamamladı. Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Tarih Öğretmenliği bölümünden 2004 yılında mezun oldu. Aynı yıl tarih öğretmeni olarak Milli Eğitim Bakanlığında göreve başladı. Gazi Eğitim Enstitüsü’nde “Enderun Mektebi Örnekleminde Günümüz Üstün Yetenekli Çocukların Eğitiminin Değerlendirilmesi” adlı teziyle yüksek lisansını bitirdi. 2017 yılında Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tarih Doktora Programını “XVII. Yüzyılın İkinci Yarısında Osmanlı İlmiye Teşkilatı’nda İstihdam ve Hareket (Anadolu Kadıaskerliği Örneği)” tezi ile bitirdi. 2013 yılından itibaren Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi’nde Daire Başkanlığı ve Genel Sekreter Yardımcılığı dahil çeşitli idari görevlerde bulundu. 2018 yılında aynı üniversitenin İslam Tarihi ve Sanatları Bölümü İslam Tarihi Anabilim dalında Dr. Öğretim Üyesi olarak göreve başladı. Halen Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi’nde öğretim üyeliğine devam etmektedir. Yayınlanmış "Osmanlı İlmiyesinde İstihdam ve Kariyer (XVII. Yüzyıl)", "Kadıasker Damadzâde Mustafa Rasih Efendi Rûznâmçesi" ve “Enderun Mektebi ve Üstün Zekalı Çocukların Eğitimi” isimli kitaplarından başka uluslararası makaleleri ve katkıda bulunduğu çeşitli kitap bölümleri bulunmaktadır.

    Osmanlı’da Bir Özel Eğitim Kurumu: Enderun Mektebi

    Dr. Öğr. Üyesi Cihan KILIÇ

    Osmanlı eğitiminin örgün yapısı içerisinde ele alınabilecek Enderun Mektebi, saray kadınlarının ve şehzadelerin eğitildiği saray eğitim kurumları içerisinde değerlendirilebilecek ancak diğerlerinden çok farklı özellikler içeren bir sisteme sahiptir. Mektebin amacı hakkında farklı değerlendirmeler olsa da esas olarak Hıristiyan tebaadan alınan yetenekli çocukların devlet hesabına güvenilir, nitelikli devlet adamı ve asker olarak yetiştirilmesi hedeflenmiştir. Mektebin, günümüz eğitim dünyasında özel eğitim alması gereken bireyler olarak kabul ettiği üstün yetenekli bireyleri hedefe alması, onlar için özel olarak hazırlanmış, öğrenci ihtiyaçlarını dikkate alan programlar uygulaması sebebiyle özel eğitim kurumu olarak değerlendirilmesi mümkündür.

    Devletin altı asırlık sürecinde farklı aşamalardan geçmiş Enderun Mektebi’nin tarihi seyrini en kısa şu şekilde özetlenebilir: Kuruluş tarihi ile ilgili değişik görüşler, çeşitli araştırmacılar tarafından ileri sürülmüştür. Bunun sebebi mektebin kuruluşundan klasik şekline bürünmesine kadarki süreçte yatmaktadır. Mektebe esas öğrenci teminini gerçekleştiren “Devşirme Sistemi” Çelebi Mehmet Döneminde uygulanmış ancak oğlu II. Murad devrinde kanunlaşmıştır. Enderun Mektebinin kuruluş yılının da bu dönemde olduğu varsayılmıştır. Her ne kadar mektebin kuruluş dönemi olarak II. Murat dönemi kabul edilse de, asıl hüviyetine ulaşması, devletin büyümesi için gerekli mülki ve idari kadronun eğitimine yönelmesi II. Mehmet döneminde olmuştur. II. Bayezid, Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman dönemlerinde de mektep gelişmeye devam etmiş ve nihai şekline ulaşmıştır. Devletin gerileme dönemi ve ıslahat çalışmalarından etkilenen kurum, II. Mahmut döneminde kapsamlı bir değişikliğe uğramıştır. Yeni açılan okullar ve buralardan mezun olanların devlet kademelerinde makbul addedilmesiyle Enderun okullarının statüsü düşmüştür. Bu dönemde Enderun, “Enderun-u Hümayun Nezareti”ne bağlanmıştır. Sonrasında Dolmabahçe Sarayına taşınan mektep, II. Meşrutiyetle birlikte 1 Temmuz 1909 tarihinde kapatılmıştır.

    Enderun mektebi, araştırmacıların hemen hepsinin ittifakına göre Osmanlı Devleti’nin üst yönetici kadronun eğitiminde asırlarca büyük etkisi görülmüş özel eğitim kurumudur. Burada uygulanan program ile Osmanlı Devleti kendine özgü bir eğitim sistemi kurup başarılı sonuçlar elde etmiştir. Bu başarılı sonucu Namık Kemal şu şekilde ifade etmiştir: ” Acaba şu cihanda istifade de (Asar-ı beşeriyeden olmak şartıyla) Saray-ı Hümayunu Osmanî kadar levazım yetiştirmiş ve hususiyle terbiyesi o derece imtidat etmiş bir talimhane irfan görülmüş müdür? Dünyada hangi darülfünunu hikmet vardır ki aşçılardan Köprülü gibi bir müceddit, baltacılardan Prut muzafferiyeti harikuladesinin sahibi bir Serasker meydana getirmiş olsun” (Akt. Oğuz, 2008: 47). Namık Kemal’in saray aşçısı olarak nitelediği Köprülü Mehmet Paşa, saray okulunun kiler koğuşunda yetişmiştir.

    Enderun’un başarısının temelinde, geniş bir aday tabanından çeşitli kademeler ve aşamalarla, ihtiyaç duyulan ve gerekli meziyetlere sahip yetenekleri seçmekle birlikte buraya alınan öğrencilere verilen eğitimin süreci ve niteliği bulunmaktadır. Osmanlı Devleti’nin aradığı belirli özellikler günümüzde üstün yetenek veya üstün zeka olarak nitelenen öğrencilerin sahip olduğu özellikler(mi?)dir. Enderun’u değerlendirirken anakronizme düşmemek, bugünün beklentileri ile geçmişi değerlendirmemek gerekmektedir. Ancak günümüzde üstün yetenekli bireylerin eğitim süreçlerini bilmek  Enderun’u bir üstün yetenekli eğitim kurumu olup olmadığı yönündeki değerlendirmeler için de kaçınılmazdır.

    Üstün potansiyele sahip öğrenciler, akranları içerisinde çeşitli özellikleri açısından temayüz etmiş normal dağılım eğrisinin en tepedeki yüzde ikilik kısmında bulunan öğrencilerdir. Bu öğrenciler üstün zekalı veya üstün yetenekli olarak kabul edilmektedir. Zeka ve yetenek kavramları birbirlerinin yerine kullanılmakla birlikte üstün zeka ortalamanın üzerinde bir zeka kapasitesini ifade etmekteyken üstü yetenek kavramı üstün zekayı içermekle birlikte yüksek düzeyde görev sorumluluğu, özgünlük ve motivasyonu da kapsamaktadır.

    Üstün yetenekli çocukların eğitimi ile ilgili fikir beyan eden ilk düşünürün Eflatun olduğu kabul edilmektedir. “Eflatun toplumdaki bireyleri “bakıra benzeyen sınıf” (köleler, okul eğitimi almaya ihtiyacı ve güçleri olmayanlar), “tunca benzeyen sınıf” (esnaf, tüccar ve sanatkarlar, temel eğitim yoluyla beden ve duygularını geliştirebilecek olanlar), “gümüşe benzeyen sınıf” (savaşçılar, seçkin sanatkarlar, üst aşamada eğitim alması gerekenler) ve “altına benzeyen sınıf” (geleceğin yönetici filozoflarını bulmak için eğitilecek sınıf) olmak üzere dört gruba ayırmıştır”. Eflatun, Ülküsel Devlet adlı eserindeki bu sınıflandırmada “altın sınıf” olarak adlandırdığı üstün yeteneklilerin eğitimi üzerinde özellikle durmuştur. Ancak onun fikirleri teoriden pratiğe geçme imkânını uzun bir süre bulamamıştır.

    Antik Sparta’da, sadece yedi yaşında alınan çocuklar savaş ve muharebe için eğitilirdi. Bu çocuklar seçilirken fiziksel kusurları bulunanlar ile hakkında en ufak bir şüpheye sahip olunanlar alınmazdı. Atina’da ve Roma’da da yetenekli olduğu düşünülen çocuklar eğitime alınırdı. Çin’de 618 yılında Tang Hanedanı döneminde yetenekli olduğu düşünülen çocuklar özel eğitime tabi tutulurlardı. Japonya’da 1604-1868 yıllarında Samuray çocuklarına, bazı bilim adamları tarafından kurulmuş okullarda savaşçılık, tarih, güzel yazı, dövüş sanatları, ahlaki değerler, bağlılık ve itaat öğretilirdi.

    Selçuklu Devleti kurumlarından Gulamhane’nin (Saray Okulu) Osmanlı Devleti’ndeki devşirme sistemine örnek teşkil eden bir sistemle öğrencilerini aldığı ve Türkiye Selçuklu Devleti’nin en önemli devlet adamlarını yetiştirdiği ifade edilmektedir. Yine Selçuklu Devleti’nin en üst düzey ordu mensuplarının da bu yolla seçildiği belirtilmektedir.  Söz konusu uygulamalar üstün yetenekli öğrencilerin eğitim tarihine konu edinmektedir. Enderun Mektebi de bazı araştırmacılar tarafından gerek öğrencilerini belli usullere göre seçmesi, gerekse verdiği eğitimin niteliği ve hedefi yönüyle bir üstün yetenekli okulu olarak kabul edilmektedir.

                   Enderun Mektebi ve üstün yetenekli çocukların eğitimine giriş niteliğindeki bu yazıdan sonra Mektebe öğrenci seçimini, mektepte uygulanan eğitimi ve özel eğitim kurumu olup olmadığı yönündeki tartışmaları diğer yazıların konusu olarak bırakalım.

    Yazarın Diğer Yazıları
    Yorumlar

    Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.