Osmanlı bilim hayatında akademik özerklik ne durumdaydı? Bilgi ve fikir üretebilmenin şartları neydi? Fikir hürriyetinin sınırları nerede başlamaktaydı? Meraklılarına…
1773’te Açılan Mühendishane-i Bahri Hümayun’un Personel Kanunu:
’…hocalar Mühendishan-ı Berriyenin cümle hülefa ve şakirdanına talim-i fünun-ı lazime ve tefhimi elsineyi mukteziye eylemek üzere ehl-i ilim ve sahibi marifet kimselerden tertip oluna ve hangi tarikten olur ise olsun tarikleri kayd olunmayıp cünha-i azimesi veyahut terki veyahut emr-i hak zuhuru vuku bulmadıkça azl ve infisalden vareste olarak te’biden hoca olmaları meşrut kılına…’’
Sultan III.Selim’in bugün bütün dünyaya model olabilecek olan ve iki yüz elli sene kadar evvel ortaya koyduğu muhtariyet anlayışı bu. Bu güçlü düşünce iklimi oluşturma çerçevesi, çok farklı şekillerde adlandırılabilir. Buna hocaların düşünce özgürlüğü denilebilir. Özgün ve özgür düşünce üretebilmenin asgari şartları şeklinde ifade edilebilir. Ya da bilinen günümüzdeki karşılığı ile Akademik Özerklik ya da Akademik Özgürlük şeklinde de söylenebilir. Bu akademik çerçeve çok özgün ve çok özgür bir düşünme alanı anlamına gelmektedir. Hocaların meşreplerine bakılmamasını istiyor. Hangi din ya da hangi ırktan olduklarına dair bir kayıt tutulmamasını özellikle belirtiyor. Tek ölçüyü ehliyet ve liyakat olarak çerçeveliyor.
Bugün dahi ulaşılması zor bir akademik düşünce özerkliği iklimi oluşturma çabası hemen göze çarpmakta.
Üniversiteleri geliştiren bilgi ve kabiliyet sahibi ilim adamıdır. Bunda da çıta en yükseğe çıkarılmış. ‘Ehl-i ilim ve sahibi marifet’ olmak yani alanının en iyisi kimse olmak niteliği aranmakta. Bundan sonrasında Üniversiteler iki esas üzerinden gelişirler. Birincisi akademik bağımsızlık. İkincisi de oluşturdukları nitelikli gelenek ile gelişme gösterirler. Yükseköğretim tarihimizin modern dömeminin ilki olma özelliği taşıyan Mühendishane-i Bahri Hümayun için yukarıdaki iç bağımsızlık anlamına gelen özerklik tarihi bir değer taşımaktadır. Hem de bazı kesim ve isimleri şaşırtan derece de bir bağımsızlık mevcuttur. Yüzkızartıcı bir suç(cünha-i azime), kendisi terk ya da ölüm hariç göreve son vermeyi öngörmeyen, süresiz(tebiden) hoca olmanın ve fikir düşünce üretebilmemnin garantilerini veren bir üniversite kanunu.