Batı dünyasının insanın gözündeki büyüklüğünün bir kısmı, çoğu insanın ciddiye almadığı alanları manipüle etmesinden gelir. Neredeyse hiçbir alan kontrol dışı değildir. Hayatın içinde insanın bilinçli ve bilinçsizce baktığı, tattığı her yerde batı, kendi büyüklüğünü ortaya koyar. Sinema, edebiyat, bilim vb. Öyle ki insan her yeri ve her şeyi batıyı merkeze koyarak sıralamak zorunda kalır. Ölçüt batıdır.
Bunlardan biri de haritalardır. Haritaları incelemek, harita okumak hayli önemlidir. Mesela dünya siyasi haritasına bakmak, onu incelemek gerçekten insanın ve hayatın içinde bulunduğu durumu sarih bir şekilde ortaya koyar. Bu nedenle arada bir haritalara bakmak, incelemek gerek.
Haritalara bakınca şunlar görülebiliyor: Asya kıtası yüzölçümü itibariyle dünyanın en büyük kıtası (44,5 milyon km2). Dünya nüfusunun yaklaşık % 60’ı bu kıtada yaşıyor. Kıtanın nüfusu en fazla olan ülkesi Çin, en az olan ülkesi Maldivler. Kimisi tartışmalı olsa da 50-54 arası ülke var bu kıtada. Dünyanın yüzölçümü büyüklüğü bakımından ikinci sıradaki kıta (30.3 milyon km2) Afrika’dır. 54 ülkeyi barındıran kıtanın nüfus bakımından en kalabalık ülkesi Nijerya, en az nüfusa sahip ülke ise Seyşeller’dir (90 bin). Kuzey Amerika (24 milyon km2) 3.sırada; Güney Amerika kıtası (17,8 milyon km2) 4.sırada ve Antarktika kıtası (14 milyon km2) 5. sırada yer alır yüzölçümü bakımından. Avrupa kıtası (10 milyon km2) 6.sırada ve son sırada Avustralya kıtası (8,6 milyon km2) yer alır.
Ancak ne tuhaftır, dünya siyasi haritasına baktığınızda yüzölçümü bakımından ikinci sıradaki Afrika kıtası Kuzey Amerika kıtasından küçük görünür. Avustralya kıtasını 3 kere yan yana getirdiğinizde Afrika kıtasına eş değer büyüklükte görünür. Oysa gerçek bunun tam tersidir. Benzer şekilde neredeyse 18 tane İngiltere 1 Cezayir; 5 tane Fransa 1 Kongo Demokratik Cumhuriyeti; 40 tane Hollanda 1 Sudan; 41 tane İsviçre 1 Libya; 40 tane Belçika 1 Çad ediyor. Ancak dünya siyasi haritalarda bu fark pek görünmez. Mesela Fransa öyle büyük gösterilir ki, sanki Kongo demokratik cumhuriyetinden birazcık küçükmüş gibi durur. Hatta Fransa Etiyopya’dan büyük gösterilir, oysa Etiyopya, Fransa’dan 2 kat büyüktür. Sözün özü Batılı dünyanın Afrika’yı gözden düşürerek sömürme savaşı halen devam ediyor.
“Nitelikli nüfus ya da nitelikli insan önemli” diyerek insanın yaratılış kıymetini yerle bir eden öldürücü batı aklı, söylemlerine istediği kadar devam ededursun, nüfusun hayat üzerindeki değeri ortadan kalkmış değil. Nüfus her zaman önemlidir, değerlidir, avantajdır. Nüfusun niteliklisi-niteliksizi olmaz. Batının bu “nitelik tanrısına” aldanmamak lazım. Yani insanın çokluğu az şey değildir. Mesela Çin’in en büyük avantajı nüfusudur. Afrika, bu bakımdan oldukça avantajlıdır. 1 milyar 300 milyon nüfusuyla Asya’dan sonra geliyor. Çin’in Afrika’dan farkı eğitimi değerli görmesidir. Çin’in geleneksel yapısını temel alan eğitim anlayışı, bir taşıtın motoru gibi, koca Çini taşıyabilmekte, onu geliştirebilmektedir. Afrika’da eksik olan budur. Avrupalılar 1960’lı yıllarda Afrika’yı bağımsızlaştırarak sömürmeye karar verdi. Bu nedenle Afrika’nın damarlarında halen Avrupa var. Bundan dolayı eğitimleri de batılı yani sömürülmeye ayarlı. Afrika bu muhteşem nüfusunu kendi kültürünü temel alan bir anlayışla yeniden kurduğu vakit, haritalarda bile görülen adaletsizlik ortadan kalkar. Afrikalıların dünyaya yaptığı katkı, sömürülmesine rağmen, hâlâ muazzam. Faraza, Afrikalıları yeryüzünden kaldırsak dünyada kıtlık baş gösterir; buna karşın Batılıları yeryüzünden kaldırsak en fazla teknolojiyle gelen konfor gider. Bu nedenle, günümüzde Afrika’nın dünyaya muhtaçlığına dair olan söylemlere aldanmamak lazım. Çünkü Afrika dünyaya değil; dünya Afrika’ya (hâlâ) muhtaçtır.