eğitim,öğretim,terbiye,talim,Meb,Üniversite,öğrenci,öğretmen,muallim,öğretim üyesi,maarif,aile,
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak

Zekeriya ERDİM

1955 Ordu-Mesudiye doğumlu. ·1973 Yılının ikinci yarısından itibaren, iki yıllık Ankara ikameti dışında İstanbul'da yaşıyor. ·Çardaklı Köyü İlkokulu, Mesudiye Ortaokulu, Perşembe Öğretmen Lisesi ve Ankara Yüksek Öğretmen Okulu Hazırlık Lisesi, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili Edebiyatı Bölümü ve İstanbul Çapa Yüksek Öğretmen Okulu mezunu. Evli ve 6 çocuk babası. 1995-2009 Yılları arasında, toplam 14 yıl, iki özel radyoda (Marmara FM’de ve Seyir FM’de) ve bir özel televizyonda (Hilal TV’de), eşi Saliha Erdim'le birlikte, haftada bir yayımlanan ''Aile Okulu'' programlarını hazırlayıp sundu. Kamuoyundan gelen talepler üzerine, Eylül 2013 itibarıyla, eşi Saliha Erdim’le birlikte, Moral FM’de yeniden ‘‘Aile Okulu‘‘ programına başladı. Yetmişli yıllardan itibaren; çeşitli sivil toplum kuruluşlarının kurucusu, yöneticisi, aktif üyesi oldu.Yönetim Kurulu Üyesi oldu. Bu süre içinde; birkaç dönem Komisyon Başkanlığı, bir dönem Genel Başkan Yardımcılığı yaptı. Eğitim Komisyonu Başkanı olduğu dönemde, Genç MÜSİAD'ın kuruluşunu organize etti. 1993 Yılında başlattığı ''değerler eğitimi'' uygulamaları, zamanla ülkenin ve toplumun ortak gündemi haline geldi. · Şimdilerde; başta aile, eğitim ve sağlık alanları olmak üzere, sosyal sorumluluk projeleriyle ilgili ar-ge çalışmalarını devam ettiriyor. Toplumun sağlıklı ve güvenli dönüşümüne destek olmak için, öncelikli ve önemli konularda, ''ortak akıl''organizelerini sürdürüyor. Maarif gönüllüsü. Maarifi yazmaya, çalışmaya devam ediyor.

    Maarifin sesi, marifetin nefesi

    İnsan ve toplum hayatı, mevsimler gibi değişiyor. Bir şeyin zamanı geldiğinde; niyetler ve gayretler birleşip rahmete, berekete dönüşüyor.

    Yıllardır din, devlet, vatan, millet hizmeti istikametinde yürümeye çalışanlar; bir derdin, davanın peşindeydi. Kendi kültür ve medeniyet değerlerimize dayalı bir ülke ve toplum oluşturmanın mücadelesi içindeydi.

    Bu mücadelede, eğitim alanı başka alanlardan daha öncelikli ve önemli olma özelliği taşıyordu. Çünkü, dost-düşman herkes; hayatın ana unsuru olan insana, eğitim yoluyla ulaşıyordu.

    Ana rahminden mezara kadar devam eden oluşma, gelişme süreçlerine müdahil olmalıydık. Örgün ve yaygın eğitim alanlarında doğrudan yahut dolaylı etki oluşturmanın  yolunu, yordamını bulmalıydık.

    Sosyal sorumluluk anlayışı ile kişisel ve kurumsal gayretler gösterdik. Uzun ve yüksek atlamalı engelleri aşa aşa bir noktaya geldik.

    Artık, sistemi iyileştirme çabası içine giren yöneticiler vardı. Ancak, kültür-medeniyet savaşında yenik düştüğümüz günlerden beri oluşturulan yapıyı değiştirmekte, dönüştürmekte zorlanıyorlardı.

    Destekleyici, tamamlayıcı çalışmalar yapmalıydık. Zoru başarmak için, hepimiz elimizi taşın altına sokmalıydık.

    Cemre toprağa düşmeli ve bahar gelmeliydi. Ektiğimiz tohumlar başak, diktiğimiz fidanlar meyve vermeliydi.

    İlgi ve ihtisas alanı eğitim olan kişiler, kurumlar; niyet tazeleyip, yeni bir gayret içine girdiler.  Eğitim camiasından pedagojik formasyon sahibi öğretmenler ve idareciler, üniversite camiasından akademik formasyon sahibi öğretim üyeleri ve yöneticiler, sivil toplum camiasından vakıflar ve dernekler; ortak dert ve dava yolunda, el ele-gönül gönüle verdiler.

    Geçmişi uzun, hizmeti bol, kapsama alanı geniş sivil toplum kuruluşlarına ilave olarak;“Maarifin Sesi, Maarif Platformu, Milli Maarif Hareketi” gibi yeni birliktelikler oluştu. “Artık kendi dünya görüşümüze dayalı bir eğitim sistemimiz olmalı” diyenler; fikren ve fiilen, aynı gündem etrafında buluştu.

    Şimdi; sesi söze, maarifi marifete dönüştürmek için “üretim yapma” zamanı. Gözlerdeki perdeleri açacak, gönüllerdeki gölgeleri kaldıracak ve yürüyenlerin yolunu aydınlatacak şekilde; “mum yakma, ışık tutma” zamanı.

    Aslında bu güne kadar çok şey konuşuldu, tartışıldı, yazıldı, uygulandı. Çeşitli alanlarda ve konularda, kayda değer mesafeler alındı.

    Ancak; pınarları birleştirip derelere dönüştürmek, dereleri birleştirip denizlere ulaştırmak gerekiyor. Birleşik kaplar gibi bütünleşip; kişileri ve kurumları hem eş zamanlı, hem de birbirinin destekleyici-tamamlayıcı unsurları haline getirerek çalıştırmak gerekiyor.

    Bunun ön adımları da atıldı, atılıyor. Çeşitli başlıklar altında, ortak akıl ve müşterek ar-ge çalışmaları yapılıyor.

    Mesela, 22 Eylül 2024 tarihinde, MAARİFİN SESİ gurubunun organizesiyle ve ÖNDER’in Ankara Şubesi’nin ev sahipliğinde, güzel bir çalışma toplantısı gerçekleştirildi. “Eğitimde Yerlilik ve Millilik” konusu, enine-boyuna tartışılıp değerlendirildi.

    Etkinliğin birkaç güzel yönü vardı. Planlamada ve uygulamada, birden fazla menfaati ve maslahatı elde etmeyi başarmışlardı.

    Katkı ve katılım açısından; eğitim camiasının, üniversite camiasının, sivil toplum camiasının  temsili ve iş birliği temin edilmişti. Farklı mesleklerden ve branşlardan uzmanlar ile oturumlarda konuşulup tartışılan konular; zenginlik, çeşitlilik oluşturacak şekilde bir araya getirilmişti.

    Ayrıca; “mevcudu ıslah” değil, “mümkünü inşa” amacı esas alınmıştı. Muhtelif yanlarıyla, yönleriyle ele alınarak; eğitimde yerliliğin ve milliliğin tarifi-tanımı yapılmıştı.

    Usulü açısından da muhtevası açısından da güzel bir örnek oldu. İlham aldık, istifade ettik, tadı damağımızda kaldı.

    Anlaşılan o ki, devamı da gelecek. Maarifin sesini marifetin nefesine dönüştürme yolunda, yeni çalışma toplantıları organize edilecek.

    Safları sıklaştırıp, yekvücut olacağız. Derdimizin devasını, birlikte bulacağız.

    Malum olduğu üzere, dünya görüşümüzün özü-özeti olan “tevhid” inancı; idrak safha ve süreçleri açısından, ard arda gelen kademelerden oluşur. İlim imana, iman amele, amel tavıra dönüşür.

    Bunu eğitim alanında da gerçekleştirmeliyiz. Bütün yanları ve yönleri ile yerli, milli, yeterli, tutarlı bir eğitim modeli oluşturup; hayata geçirmeyi başarabilmeliyiz.

    Bir adım sonrası, gönül coğrafyamıza da taşımak olmalı. Kardeş ülkelerin ve toplumların insanları; aynı eğitim ve kültür zemininde buluşmalı.

    02.11.2024 – Zekeriya Erdim

    Yorumlar

    1. Omer Akbulut dedi ki:

      Çok çok güzel bir yazı Zekeriya kardeşim kalemine gönlüne sağlık