Yeni Millî Eğitim Bakanına akıl vermek moda oldu.
Ne zaman bakan değişse koro halinde hepimiz dilimiz döndüğünce akıl veriyor, tavsiyelerde bulunuyoruz.
Doğru mu yapıyoruz, yanlış mı yapıyoruz bilmiyorum.
Hani bir söz vardır:
”Kimseye akıl verme, akıllının ihtiyacı yok, aklı olmayan da zaten verdiğin aklı tutmaz.”
Öyle mi oluyor?
Öyle oluyor galiba…
Bundan önceki bakanlara herkes ayaküstü yığınlarca akıl verdi, tavsiyelerde bulundu, özellikle manevi yönden duyarlı insanların tavsiyeleri pek dikkate alınmadı.
Ya koro halinde söylediğimiz için gürültüye gitti, anlaşılmadı ya dikkate değer bulunmadı ya zamanlaması yanlıştı ya da pratikte bir karşılığı yoktu verilen tavsiyelerin…
Sebep ne olursa olsun geldiğimiz noktada, bizim dikkat çekmeye çalıştığımız sorunlar gün gibi ortada duruyor.
Biz dikkate alınmasa da, tarihe not düşmek için ya da sorumluluğumuzu üzerimizden atmak için derdimizi dile getirelim.
Ne istiyoruz yeni bakandan?
1. Millî Eğitimin ”Millî” olmasını istiyoruz.
2. Millî Eğitimin Millî olması için ”Fulbright Anlaşmasının” yırtılıp çöpe atılmasını istiyoruz.
3. Üniversite giriş sınavlarında, anaokulundan başlanarak karneye işlenecek olan ”değerler eğitimi notu”nun belirleyici olmasını istiyoruz.
4. Her ders kitabının her ünitesinde değerler eğitimiyle ilgili bölümler olmasını, her sınavda mutlaka o konuyla ilgili sorular sorulmasını istiyoruz.
5. Öğrenciler kadar velinin de eğitilmesini ve bu konuda çalışmalar yapılmasını istiyoruz.
6. Öğretmenlerin öğrenci ve velilerin elinde oyuncak olmasına son verilmesini ve bu konuda çok ciddi çalışmalar yapılmasını istiyoruz. Öğretmeni şikayet eden herkesten ciddi delil getirmediği sürece öğretmene ağır miktarda tazminat ödemesinin yolu açılsın istiyoruz.
7. Okullara dalıp öğretmene, idareciye, öğrencilere saldıran olursa en ağır cezaya çarptırılmasını istiyoruz.
8. İlkokuldan sonra öğrenciyi zorla okulda tutmanın nelere mal olduğu araştırılmalı ona göre yeniden bir yol haritası belirlenmeli. Zira okullarda disiplin kalmadı, sanayide ara eleman sıkıntısı çekiliyor, üniversite mezunu insanlar berberlerde çıraklık yapmaya başladı.
9. Eğitim fakülteleri Millî Eğitim Bakanlığına devredilmeli ve öğretmeni bakanlık yetiştirmeli.
10. Çok soru cevaplayan, yüksek puan alan iyi yönetici olur mantığından sıyrılıp objektif değerlendirmelerle liderlik yapabilecek insanlardan yönetici atansın istiyoruz.
Şimdilik bu kadar yeter galiba.
Ha, bir de öğretmenin özlük haklarının iyileştirilmesi ve maaşların artırılması konusu var da…
Şaşkın davalı derdini mübaşire anlatır, sözünden mülhem… Onu Çalışma veya Ekonomi bakanına anlatmak lâzım. Millî Eğitim Bakanının derdi eğitimdir.
Para işleriyle ilgili olsaydı Toplu Sözleşme Masasına o da otururdu.
Mustafa Süs