1993 Ankara doğumlu. Lisans eğitimini Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Hemşirelik bölümde tamamladıktan sonra; Hemşirelikte Yönetim Anabilim dalında Gazi Üniversitesinde tezsiz, Bozok Üniversitesinde tezli yüksek lisansını yaptı. Hemşirelik mesleğine dair şahitliklerini ve hikâyelerini tarihe not düşürmek üzere yazıyor.
“felç geçirmiş adam, yazık eli kolu tutmuyormuş” gibi cümleleri sıkça duymuşsunuzdur.
Peki inme dediğimiz bu olay nedir, tedavisi var mıdır, birinin yahut kendinizin inme geçirdiğini fark edebilir misiniz, inme geçirmenin nedenleri veya tetikleyen durumlar olur mu? Bu yazıda mümkün mertebe sadeleştirerek inme olayına değinmek istiyorum.
Serebrovasküler hastalık ya da serebrovasküler olay (SVH/SVO), inmenin tıbbi olarak karşılığıdır. SVH, iskemik ve hemorajik nedenlere bağlı olarak kişide nörolojik olarak bir eksiklik meydana getiren durum (defisit) ve ya kan akışının beyin damarlarında aniden kesilmesi ile beynin bir bölgesinin oksijensiz kalması ile kişide fiziki ya da zihinsel olarak bazı kabiliyetlerin azalması durumudur.
Yukarıdaki örnekten, bizim KOMŞUYADA pıhtı attıydı, anlaşılacağı üzere tıbbi olarak da literatür tarafından doğrulanmış, görülme sıklığı yüksek bir hastalık, aynı zamanda da dünyada en sık karşılan nörolojik hastalık unvanını SVH taşıyor. Bunun yanı sıra, inme dediğimiz olay kalp ve kanser hastalıklarından sonra en çok ölüm ile sonuçlanan hastalıklardan birisi oluyor.
*Ah yavrum ah, Allah oğlum kızım dedirtmesin, üç gün yatak dördüncü gün toprak…*
İnme yani SVH dediğimiz bu hastalık tam olarak hastaya da, yakınlarına da üstteki cümleyi söyletmeyi başaran, hastayı da ona bakanı da yoran hastalıklar arasında yer alıyor. Çünkü hastalık erken fark edilmez ise beyindeki kontrol mekanizmalarından belli bir bölgeyi etkileyebiliyor ve bu etkilenen bölgeye göre kişide kısmı felç, tam felç ya da belli bir noksan bırakabiliyor.
Vücut ısısı ile, kan basıncı ile, kan içerisindeki ve hücreler arasındaki vitamin, mineral ve hormon salınımları ile tıkır tıkır işleyen bir mekanizma olarak çalışıyor.
Her hastalığın başı SİGARA,
Tansiyon hastası olmanız ya da ani olarak tansiyon artışı (HİPERTANSİYON)
Çağımızın hastalığı diyebileceğim şeker hastalığı (DİYABETİS MELLİTUS),
Bir çeşit kansızlık olan ORAK HÜCRELİ ANEMİ,
Bazı kalp rahatsızlıkları,
Ve batının hediyesi OBEZİTE… bu hastalıklar vücudun bu düzenli işleyen mekanizmasında aksaklıklar meydana getiriyor, ve zamanla inme hastalığına da zemin hazırlıyor. Bunlar SVH’ın risk faktörleri olarak literatürde yer almış hastalıklar yani SVH nedenleridir.
Bu hastalıklar nasıl oluşmasını sağlıyor. Bazıları beyinde kanama noktalarının oluşmasını tetikliyor, beyin damarlarında yırtılmayla kanama oluşuyor yani hemorajik inme dediğimiz tabloyu oluşturuyor. Bazıları ise kalp damarlarında ya da vücut içindeki damarlarda tromboz/pıhtı oluşması ve bunun beyin damarlarına ulaşıp orayı tıkamasına neden olarak iskemik inme dediğimiz durumu meydana getiriyor.
*Duvarı nem, adamı gam yıkar…*
Herhangi bir olay yaşadınız, bu durum sizi üzdü, belki de günlerce kafa patlattınız bu konu ile ilgili, yetmedi bir de üzerine sigara yaktınız… ne oluyor vücut stres mekanizmasını devreye sokuyor, kendini korumaya o tıkır tıkır işleyen saatin akrep ve yelkovanının dönmesi için vücudunuz olması gerekenden daha fazla çalışıyor. Bu da kalp ritminizde değişimler, tansiyonunuzda dalgalanmalar, vücut ısınızda değişimler yaşayabiliyorsunuz. Vücut oksijen azlığı çekmeye başlıyor, alınan oksijen damarlardaki dolaşım için yeterli olmuyor. Ve ya vücutta yukarıda bahsettiğim uzun süren (kronikleşmiş) hastalıklar sonucunda genellikle birden oluşan, bazen de öncesinden ufak seslenişler ile inme olayı yaşanıyor. Bu sırada kişide kekeleme, yüzün bir tarafa doğru kayması, konuşamama, el kol ya da bacaklarda his kaybı uyuşma/karıncalanma, genellikle vücudun tek tarafında güç kayıpları, şiddetli baş ağrıları, baş dönmesi daha ileri boyutlarda bilinçte bulanıklık ve görme problemleri ile hastalar acil servislere başvuru yapıyorlar.
Her hastalıkta olduğu gibi, Erken Teşhis Hayat Kurtarır..!
SVH da yani inme hastalığında da bu geçerliliğini koruyor ve beyinin oksijensiz kalması çok kısa sürelerde kişiyi komaya ve ölüme sürüklediği için büyük önem arz ediyor. Bireyler belirtileri ne kadar erken fark edip hastaneye acil servislere başvuru yaparlarsa, tıkalı olan damarın (ilaç ya da anjiyo dediğimiz işlem ile) açılması kolaylaşıyor ve bu da hastada görülen belirtilerin daha çabuk atlatılması, bazı hastalarda sekel bile bırakmadan iyileşme görüldüğü oluyor. Hatta ölüm riskinin bile ortadan kalkması sağlanabiliyor. Daha sonrasında genellikle nöroloji bazen de beyin cerrahi servislerinden hastalar uzun dönem kan sulandırıcı ilaç kullanımı ile taburculukları sağlanıyor.