Nurcan ŞARLAYAN
Estetik kelimesini arama motorlarında arattığımız zaman karşımıza çıkan açıklamalar bir tür cerrahi müdahaleyi tanımlayan ifadelerdir. Günlük hayatta terim olarak pek kullanmadığımız gibi hayatımıza sirayet etmiş bir kelime de değildir. Bu bakımdan estetik kelimesinin etimolojisine kısaca değinelim. “Estetik” kelimesi Arapça’da İlmü’l-cemâl “güzellik bilimi” olarak yer alır. Türkçe’de ise Allah’ın yaratmasındaki eşsizliği ifade eden bedî kelimesinden türetilen bedîiyyât kelimesi bir dönem kullanılmış, daha sonra ise dilimize estetik olarak yerleşmiştir. Estetik, güzelin bilimi diye de tanımlanıp aynı zamanda bir bakış biçimi ve bir öngörüdür. Bir genel beğeni düzenidir, bu beğeniyi somutlaştıran kurallar sistemidir.
Estetiğin konusu, güzelliğin mahiyeti, ilkeleri, sanatla ilgili değer yargıları, güzellik teorileri gibi genel konulardır. Estetik, güzellik bilimi şeklinde tarif edilmekle beraber birçok ilimle ilişkisi bulunan bir felsefî ve psikolojik teoriler toplamıdır. Güzelin bilimi olarak estetiğin etik olanla ilişkisi de güçlüdür. Klasik felsefede ya da günlük kullanımda ayrı olarak değerlendirilse de güzel ve iyi birbiri yerine kullanılacak kadar özdeştir. Güzel, iyilikle özdeşliği bakımından etik bir değerken, alınan haz bakımından estetik bir değer, hakikatle özdeşliği bakımından metafizik, ilahi aşka gönderimi bakımından tasavvufi bir değerdir.
Türk-İslam dünyasında estetik, ayrı bir bilim dalı olarak değerlendirilmeyip Müslüman filozofların metafizik, mantık ve ahlak ile ilgili görüşleri içinde yer almıştır. İbn Hazm, güzelliğin ancak insan dünyasında anlamlı olabileceği ve çözümlenebileceğini düşünür ve gerçek güzelliğin karşılığı olarak “hüsn” kavramını kullanır. Hazm’a göre güzellik nesnel bir değerdir; fakat onun ruhta bıraktığı etki özneldir. Güzel bir nesnenin değerini algılayış, herkes için aynıdır fakat bu nesnenin ruhta oluşturduğu etki herkes için aynı değildir. İbn Sina’ya, göre ise gerçek güzellik, Allah’a ait olan güzelliktir. Allah’ın bu güzelliği, O’nun yaratmasında fark edilmektedir. Gazali’ye göre ise kalp tarafından algılanan güzellik, göz tarafından algılanan güzellikten daha güçlüdür. Kur’an-ı Kerim,’de geçen ayetlerde de güzel davranışlar, güzel söz ve güzel sözlü olmanın vurguları bulunmaktadır. Güzel söz ile güzel amel birleştiğinde İslam dininin oluşturmak istediği güzel insan ortaya çıkar. Gerçekte güzellik ilahi bir sıfattır. “Allah güzeldir, güzelliği sever” hadisi güzelliğin anlamını dile getirir. Allah’ın isimleri (Esmaül Hüsna) Allah’a aidiyeti nedeniyle güzeldir ve ifade ettikleri anlamlarla insanlara rehberlik etmektedir. Bu güzel isimlerinin anlamlarından hareketle insanın kendisini yönlendirmesi, hayata ve olaylara bakışlarını doğrudan etkilemektedir. İslam güzelliğin, gerçeğin bir tezahürü olduğunu öğretir. Ayrıca insanın hem dışının güzel olmasını ve hem de içinin güzel olmasını öğütler.
Yaşadığımız seküler dünyada insanımızın zihninde estetik değer ve güzellik ile ilgili yavan bir bilgi olmakla birlikte bu duyguların hissiyatı bozulmuş durumdadır. Allah’ın yaratılışta insana vermiş olduğu değerler, estetik değerlerle tam olarak örtüşmektedir. Bu durumda estetik hissiyatımızın bozulmasının hatta yok olmasının nedeni ne olabilir? Kuran’ın kılavuzluğunda hayatını tanzim eden insan estetik değere, güzellik ilminin kattıklarına da sahiptir. Daha doğrusu sahip olması gerekir. En azından ilim peşinde olan, ilim ile iştigal edenlerde bu hasletleri görmemiz gerekir. Yunus Emre’nin de dediği gibi “İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir. Sen kendin bilmezsin bu nice okumaktır” Önce kendimizi bilelim. Güzellikleri görmeyi, güzel olmayı, görünenin arkasındaki görünmeyi görmeyi, söylenenin arkasındaki söylenmeyeni duymayı bilelim. İşte o vakit farkındalık öyle bir seviyeye ulaşacaktır ki güzel düşünmek, güzel olanı görmek, güzel ameli işlemek, güzel olanı öğretmek kendiliğinden hasıl olmaya başlayacaktır. Güzel düşünüş güzel davranış ortaya çıkarır. Güzel davranış ise güzel ahlakı oluşturur.
Toplumda kendini bilen ve yaptığı işi neden güzel yapması gerektiğini bilen bireylerin var olması, çoğalması nasıl sağlanabilir? Hangi meslekten olursa olsun işini yapmış olmak için yapmayan, yaptığı işi güzel yapan birey nasıl yetiştirilebilir? Bir tadilat işi için hepimizin bir ustaya ihtiyacı olmuş ve çağırmışızdır ve genellikle yapılan işten memnun kalmamışızdır. Usta çağrıldığı yere geç gelmiş, ucuz malzeme kullanarak sorunun tekrar ortaya çıkmasına zemin hazırlamış ve hak ettiğinden yüksek miktarda ücret talep etmiştir. Bu durumda bu usta evet iş görmüş, işi bitirmiştir. Ama işini güzel yapmış mıdır? Bir işi güzel, estetik yapmak veya gelişigüzel yapmak. İyi şekilde yad edilmek ya da kötü anılmak. İrade bizim elimizde, seçim bize aittir. Fakat sonuç bütünü etkiler.
Estetik bilincin kazandırılmasından beklenen; sözlerini bilen, güzel konuşan, güzel yazı yazan, güzeli arayan, güzellik kaygısı ve estetik duyarlılık taşıyan, davranış inceliğine sahip, düşüncesini, duygusunu ve eylemlerini güzellikle, estetik bir şekilde ortaya koymasını bilen bireyler yetiştirmektir. Bu ise estetik eğitimin yerleşmesi ile gerçekleşebilir.
İnşaallah rabbim osmanlıdaki heralandaki estetik anlayışımızı tekrar ortaya çıkarsın. Zarif bir nesil olmayı ve zarif bir nesil yetiştirmeyi nasib etsin.
Allah razı olsun güzel kardeşim
Allah razı olsun güzel arkadasim o kadar güzel bikonuya deginmisinki insanlarımızın mutsuzluğun ana kaynağı incelik hislerin yok oluşu duvarların içinde kalplerin katılasmasi estetik kelimesi aramızda yasiyormu onu sorgulamamiz gerekiyo galiba Allah o sevgiyi ilmi bilinçli olarak yaşamayı nasip etsin