eğitim,öğretim,terbiye,talim,Meb,Üniversite,öğrenci,öğretmen,muallim,öğretim üyesi,maarif,aile,
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Açık
29°C
Ankara
29°C
Açık
Cumartesi Açık
30°C
Pazar Açık
30°C
Pazartesi Açık
30°C
Salı Açık
29°C

Güzel başlamak!

Güzel başlamak!

PROF. DR. İSMAİL ÇALIŞKAN

İnsanın eylemlerine güzel bir başlangıç yapması sadece işin akışının düzenli yürümesini etkilemez aynı zamanda sonunun verimli ve hayırla devam etmesine kısaca bereketlenmesine giden yolu açar.

İnsanoğlu için güzel sözden daha etkili bir araç yoktur. Bu söz, bir de sözlerin en güzeli olursa…

Yüce Allah, kulu Muhammedi peygamberlik görevi için seçtiğinde başlangıcı ‘Rabbinin adıyla oku!’ kelamıyla yaptırdı.

Böylece o, Allah’tan vahiy almaya, peygamberlik vazifesine, insanları onun dinine davet eylemine, iyiye ve iyiliğe giden yolu gösteren rehberliğe onun emri ve onun ismiyle başlamaktaydı.

Bir beşer olması hasebiyle Hz. Muhammed peygamberlik vazifesine başlarken Rabbi ona öğretiyor, eğitiyor ve girişeceği mücadeleye hazırlıyordu. ‘Peygamberlik vehbidir, çalışarak, öğrenerek elde edilemez, dolayısıyla Hz. Muhammed’in eğitilmeye ve öğretilmeye ihtiyacı mı vardı?’ türünden akla gelebilecek soruların yersizliği, Kur’an’ın peygamberlikle ilgili anlatımları iyice kavrandığında ortaya çıkar.

Bu bağlamda ilk inen surelerden başlamak üzere Hz. Muhammed’in şahsına hitap eden Alak, Duhâ, İnşirâh, Müzzemmil, Kalem gibi sureleri okuduğumuzda söylediklerimiz teyit edilecektir.

Örneğin Alak suresinin altıncı ayetinden itibaren, Müddesir suresinin ilk yedi ayetinde ve Müzzemmil suresinin ilk on dokuz ayetinde vahyin alıcısı olan peygamberin eğitimi ve görev bilincinin içselleştirilmesi işlenir. Bahsettiğimiz durum bütün peygamberler için geçerlidir.

Çünkü peygamberlerin beşeri tarafı Allah’ın vahyi ve ilhamı sayesinde daha güçlü, kuvvetli, donanımlı hale gelmiş; beşeri öz, vahiy süreciyle yoğrula yoğrula üstün vasfa ulaşmıştır.

Meselenin bu boyutunu daha fazla uzatmayalım ve bu fikrimizi şu genel hükümden hareketle çıkardığımızı belirtmekle yetinelim: Hangi işte, hangi meslekte, hangi sanatta, hangi görevde olursa olsun insan her yaşta ve her devirde öğrenmeye ve eğitilmeye muhtaçtır.

Peygamberlik sürekli anlatma (tebliğ), öğretme (tebyin) ve eğitme işiydi. Bunun sağlıklı ve yerli yerince devam edebilmesi için işin başındakinin bilgi, beceri bakımından donanımlı, iradeli olması, kararlı durması gerekirdi. İşte ‘Rabbinin adıyla’ başlamak bütün bunlar için en sağlam mesnetti.

Bu mesnet Fatiha suresinde biraz daha detaylandırılarak ‘Rahman ve rahim Allah’ın adıyla başla’ma kalıbına döküldü. Hayatın ve varlığın şefkat ve merhametle sarmalanması, öncelikle var edenin yüce rahmet ve merhametinden kaynaklanır. Bu vesileyle dolaylı olarak insana da böylesine vazgeçilmez temel dinamiğe sahip çıkması öğretilmektedir.

Bunları öğrenen Rasulullah (as), ‘Allah adı ile başlayan her işin bereketleneceği’ni ilan etmiştir.

O bereketin kaynağının Allah olduğunu (Arâf suresi 96; Hûd suresi 48, 73) biliyordu da onun için böyle buyurdu. Bu güzel başlangıç öğretisi, müslümanların kültüründe her işe ve her güne besmele ile başlama adetine dönüşmüştür.
Yüce Allah’ın adıyla başlamak, bir yandan da insanın varlığını muhtaç olduğu Rabbine bağlılık sözü verme, sadece ona minnet duyma ifadesidir.

Başı hayır olanın sonunun hayırla biteceği bilinciyle hareket etmesidir. İnanç, fikir, hareket özgürlüğünü alması, ona sahip çıkması demektir. Diğer bir ifadeyle bu başlangıç insanoğlunun hemcinslerine minnet duymadan hayatını elde etmeye niyet etmesi ve irade sergilemesidir. Çünkü insan yaratanına minnet ve şükran duyarak, insanlarla da yardımlaşarak ve dayanışarak hayatını yaşar, başarılı olmanın yollarını adımlar, mutluluk arayışını sürdürür.


Her şeyden evvel bir toplumun, bir gurubun önünde bulunan, önderi olan kişi donanımlı şahsiyete ulaşmalı ki önüne geçtiği kitleyi istediği şahsiyete ulaştırabilsin.

Peygamberin kendisi kemale ermeli ki ümmetini insani ve İslami kişiliğe kavuşturma mücadelesinde başarılı olabilsin; öğretmen kendisi donanımlı olmalı ki öğretebilsin, eğitebilsin, eğebilsin. Böyle olmalı ki ortaya sağlam bir şahsiyet, donanımlı topluluk, iyi eğitilmiş, sağlam bilgilerle donatılmış gençler meydana gelsin. Kısaca böyle olmalı ki her bahar bir bereket gelsin, mübarek olsun.


Hasılı kelam çağımızın en büyük cihadı ilim ve eğitimi insana yaraşır nitelikte vermektir, bu yolda gayret sarf etmektir. Çünkü varlık sahasında var olmanın vazgeçilmez iki dinamiği, bilgi ve eğitimdir. Eğitim ise süregiden, her nesilde yeniden başlayan bir oluşturmadır. Bu cihada güzel başlandığı takdirde bereketleneceğine, mübarek olacağına inancımız tamdır.


Ramazana yaklaştığımız bu günlerde faaliyete geçen Maarifin Sesi’nin güzel başladığını düşünüyor, çalışmalarının bereketleneceğini umuyorum.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.