İnsanlar çocuklarla farklı, akranlarıyla farklı, büyükleriyle farklı konuşurlar. Akranlarınızla olan konuşmalarınızı hiç tarttınız mı?…
Konuşmaların, sohbetlerin konusunu insanın o anki ruhsal durumu ve beyinsel dolgunluk durumu belirler. İlminiz fazla ve ruhsal durumunuz ağır konuşmalardan haz alacak durumdaysa çok dolu içerikli bir sohbet yaparsanız. İlminiz fazla, ama ruhsal olarak ağır konuları kaldıracak durumda değilseniz sohbetinizin kalitesi düşer. İlim de yoksa o zaman sadece geyik muhabbeti ile geçer saatleriniz.
Ben bazen farklı arkadaşlarla farklı zamanlarda olan sohbetlerimi hatırlayarak tartarım…
Örneğin bir arkadaşla genellikle toplumsal sorunlarımız üzerine konuşur ve çözüm yolları arardık. Çözüm bulur veya bulamazdık, ama bizi bir araya getiren şey böyle ciddi konular üzerine görüşmek, konuşmak ve tartışmak idi. Geçenlerde bu arkadaş eski bir villa almış. Bir vesileyle yine bir araya geldik. Konuştuğumuz tek konu villanın alınışı, tadilatı ve sorunlarının çözüm şekli oldu.
Üniversite yıllarımı hatırladıkça çok fazla görüyorum böyle örnekleri hayatımda. Hayatın yükü tam olarak omuzlarınıza binmeden önce yerine göre tek başınıza dünyayı kurtarıyorsunuz; hayatın yükü omuzlarınıza binince bir ailenizi kurtarmak veya yakın çevrenizle ilişkilerinizi devam ettirebilmek için oldukça zorlanıyorsunuz.
Başka bir örneğe geçelim. Vereceğim örneği mutlaka çok kişi yaşıyordur, ama bir farkındalık adına vereceğim. Bir müzik parçasını birkaç defa dinleyin, ardından büyük ihtimalle mırıldanışlarınızda bu müzik parçasının sözlerini ve melodisini tekrarlamaya başlarsınız. Gündem değişimiyle ne alakası var bunun dediğinizi duyar gibiyim. Özellikle gençler için çok fazla… Bizzat çocuklarımda müşahede ediyorum. İlahi türü müzik dinlediklerinde onu mırıldanıyorlar; pop dinlediklerinde onu. Değerler gündeme gelmezse sorun yok. Değerler gündeme gelirse… Ya o dinlediklerinizin içerikleri sizin değerlerinize zıt ise? Değerlerinize zıt olduğunun farkında değilseniz, hatta farkında olduğunuz halde doğrudan kendiliğinden dilinizin ucuna geli geliveriyorsa? Dilinizin ucuna geldiğinde hoşunuza gittiği için bir de engellemek istemiyorsanız?..
Mübarek günleri ve geceleri bazen sırf bu yüzden seviyorum. Dinlediğimiz millî ve dinî içerikli şarkılar, şiirler veya benzer başka şeyler hafızamızın bir yerlerine kazınıveriyor.
Gündem maddelerinin pratik hayatta çok yeri var. Peki teknolojik gelişmeler konusunda yeri yok mu?
Hani ne demişler, bir kişiye kırk kere deli de, deli edersin adamı.
İcatlar konusunda gündemin bir konuya yoğunlaştırılmasının çok önemli olduğunu düşünüyorum. İnsanoğlu aklına bir şey yapmayı koyarsa öncelikle gündemine tamamen o konuyu oturtacak. Bir ara Rus bilim adamlarıyla ilgili bir hikaye duymuştum. Ne derece doğru bilmiyorum, ama oldukça anlamlı…
Biz göz doktorlarının göz numaralarının tedavisi için kullandığı bir lazer aleti vardır. Pahalı bir alettir bu. Eskiden az sayıda firma tarafından üretilirdi. Birkaç Rus bilim adamının önüne bu aletlerden bir tanesini koyuyorlar ve aynısını yapmalarını istiyorlar. Onlar da birkaç ay uğraşarak aynısını yapıyorlar.
Amerikanların atom bombasını yapmalarının hikayesi de buna benzerdir. Projeye başladıktan sonra atom bombasının deneme aşamasına gelmesi bilim adamlarının sadece 2 yılını almıştır.
Yapmak istediğiniz şeyi gündeminize alıyorsunuz, gündeminizi başka bir şeyle kirletmiyorsunuz, odaklanıyorsunuz. Geriye bir de maddi destek kalıyor. O da varsa kim durdurabilir sizi? Seçiminizin hayır mı şer mi olduğu fark etmiyor. Allah her iki konuda da eylemleri yaratıyor. Ne mutlu gündemlerini hayır işlerle doldurabilenlere!