“Millet ruhunu yapan maariftir. Maarifin düşmesi millet ruhunu yerlere serer. Maarife değer vermeyiş millet ruhunun yıkılışını hazırlar. Maarif hangi yönde yürürse millet ruhu da onun arkasından gider. Şu halde millet maarif demektir.”
Büyük fikir adamımız, ruh cephemizin gösterişsiz ve nümayişsiz maden işçisi, isyan ahlâkçısı Nureddin Topçu’yu vefatının 47. Yıldönümünde rahmetle yâd ediyorum.
Son günlerde maarifle ilgili yazıyorum. Şimdi “eğitim” deniyor.
Meselenin temelinde dil var, bunu kimbilir kaçıncı defadır tekrarlıyorum. Maarif zengin bir kelime. Türevleri ile birlikte (ârif, irfan, tarif, marifet vs.) bir zihin dünyası oluşturuyor. Maarif süreçlerini ifade eden tahsil, terbiye, ders, tedris-tedrisat ve talim gibi kelimeler var ki şimdi bunların neredeyse hepsi (ders hariç) safdışı edildi, varsa eğitim, yoksa eğitim.
***
Eğitim ise anlam alanı netleştirilememiş bir kelime. İlk uydurulduğunda, yani 1935’te karşısına “terbiye” yazılmış. Fransızca iki kelimeye karşılık olduğu da belirtilmiş: Education ve dressage. Belirsizlik buradan başlıyor.
Education’u Hasan Bedreddin Küçük Kamus-ı Fransevî’de , “terbiye, tahsil, talim, besleme, yetiştirme, edeb, âdab-ı ictimaiyeye vukuf” olarak açıklıyor. Dressage için ise “terbiye, talim, koruma, rekz (dikme, kurma), kaldırma” karşılıkları veriliyor.
Biz eğitimi hataen maarif yerine koymuş olsa idik bile, tahsil, terbiye, ders, tedris-tedrisat ve talim gibi kavramları kullanmaya devam etmeli idik. Kelimelerle birlikte anlamlar da ortadan kalkıyor. İnsan yetiştirme ile ilgili kelimeler bunlar.
***
Bu konuyla ilgilenirken bir eğitim tarifi ile karşılaştım, ki “eğitimci” camiasında yaygın bir tarif olduğu anlaşılıyor. Önüne gelen bu kalıbı kullanıyor. Meselenin bam teline işaret ediyor.
“Eğitim; bireyin davranışında, kendi yaşantısı yoluyla ve kasıtlı olarak istendik değişme meydana getirme sürecidir.”
Bu tarif kökten sakat!
Eğitim sırf davranışta bir değişim midir? Eğer öyleyse, bunun hayvan eğitiminden farkı yok demektir!
Bu tarafını geçelim. Bu tarifte ne denilmek isteniyor? Eğitim ne imiş yani? Bu sözlük yardımıyla bile anlaşılabilecek bir tanımlama değil.
Neden? Siz hiç “istendik” diye bir kelime duydunuz mu?
Duyduysanız mânası nedir? Boşuna sözlüklere davranmayın: Türkiye’de hiçbir genel sözlükte bu kelime yoktur.
Neden? Uydurmanın da bir haddi var.
Eğer bu Türkçe bir kelime ise, Türkçenin kelime yapma yolları belli. Zaman zaman zorlamalar oluyor, ama bu kadar ileri gideni yok. Geçmiş zaman sıfat fiil eki -dık, -dik var ama böyle bir kullanım yok. “İstendik” denilince soru şu olur: Ne zaman istendiniz!
Bu kelimeyi kim uydurduysa, tamamen keyfine göre uydurmuş.
***
Keyfe göre kelime uydurabilir mi? Keyif bu! Yine de başka bir hiç bir dilde olmaz, olamaz! Fakat konu bütün toplumu ilgilendiriyor. Şiir yazmıyoruz ki, “anlaşılmasa da olur” veya “ne niyete okunursa öyle anlaşılır” diyelim. Maarif/Eğitim herkesin ilgi alanında. Öyleyse, milletin gözünün içine baka baka bilinmeyen, mutabık kalınmayan bir kelime ile tarif yapamazsınız. Fakat birisi yapmış, birileri de onu tekrarlayıp duruyor. Bu doğru olduğu anlamına mı gelir?
Ne demek “kasıtlı”? Kasıt ihtiva eden, yani art niyet taşıyan demek! Acaba “talep” yerine mi kullanılıyor? Ya “istendik”? galiba bu “iradî” olabilir! Yani talep ederek ve iradî olarak!
Eğitim sistemi önce Türkçe öğretecek değil mi? Balık baştan kokmuş! Piza kulesi neden eğilmeye devam ediyor, apaçık ortada!