Kültürel alan güçlü bir edebiyat arka planı olmaksızın yeni hamleler yapma yeteneğini kaybeder. Gerçek bir kültür hareketi ilimle edebiyatın ortak çalışması ile mümkün olabilir. Türkiye’de kültürle edebiyatın, ilimle edebiyatın bağı kesilmiştir. Üniversiteler ilme ruh veren, hayatiyet katan edebiyatı adeta dışlamışlardır. Edebiyatsız bir kültür ruhunu, kitleleri kavrayacak hareketliliğini kaybetmiş demektir.
Önemine rağmen edebiyat, sanat ve kültür konuları son yıllarda gündemin en arka sıralarına itilmiştir. Gazeteler kültür ve sanat sayfalarını iptal etmiş, televizyonlar bu konuları gündemlerinden çıkarmıştır. Edebiyat ve sanat dergileri dar alanlara sıkışmıştır. Türkiye’de her yıl 50 binin üzerinde kitap yayınlanmakta, birçok önemli kitabın yayınından konunun ilgilerinin bile haberi olmamaktadır.
Kitap değersiz bir meta haline gelmiştir/getirilmiştir. Devlet kütüphaneleri hizmet bakımından ekseriya 1960’lı yılların anlayışı ile devam ediyor. Belediyeler istisnalar dışında kütüphane kurmaktan uzak duruyor. Başkent Ankara bu bakımdan en kötü durumda olan şehrimizdir. Kütüphanesiz beldenin şehir olmayı hak etmediğini görmek zorundayız. Kütüphane yapmadan üniversite kurmak, ilimle kitabın bağını görmezden gelmek demektir.
Kültür Bakanlığı, hatta Milli Eğitim ve Gençlik Bakanlıkları kitaba ilgiyi yükseltmeyi âcilen programlarına almak zorundadır. Zihin emeği bütün emeklerin üstündedir. Her yıl yayınlanan güzel şiir kitapları, hikâye kitapları, romanlar, fikir eserleri bu bakanlıkların yakın takibinde olmalı. Onların yakın alâkası edebiyata ve dile ilgiyi yükseltmeli. Sinema ve tiyatro alanına Kültür Bakanlığı tarafından yapılan kaynak aktarımı, edebiyat alanına da teşmil edilmelidir. Belediyelerin aynı zeminde çalışmalar yapması, kültürel belediyeciliğin artık ertelenmemesi gerekiyor.
4. Gönüllü kuruluşların yeri ve rolü
Kültürel ve edebî alanda gerçek gönüllü kuruluşların ciddi anlamda desteğe ihtiyacı var. Türkiye’de sivil toplum kuruluşu denilince ilk odalar, sendikalar hatıra geliyor. Bunlar mesleklerini icra edenlerin menfaatlerini korumak için vardır ve kültürel alanda varlıkları hissedilmez. Gerçek anlamda kültür kuruluşlarına sahip çıkan, destek veren bir yönetim aslında gençlerinin geleceğine, yani ülkenin yarınına yatırım yapıyor demektir. Öğretim diploma ile biter, fakat talim ve terbiye hayat boyu devam eder.
5. Edebiyatımız ve kültürümüz tarihî olduğu kadar günümüze aittir
Bugün büyük dil, edebiyat ve ilim eserlerimizle birlikte büyük şair ve yazarlarımızı toplumun gündeminde tutmak, kimliğimizi ayakta tutmanın önemli unsurlarından biridir. Edebiyatımız ve kültürümüz tarihî olduğu kadar günümüze aittir, bu sebeple günümüzün şair ve yazarlarını, fikir ve ilim adamlarını topluma tanıtmak sürekliliğin altını çizmek bakımından önemlidir.