Güzel insanlar, güzel atlara binerek dönüşü olmayan ebedi yolculuğa çıkmaya devam ediyor.
Diriliş medeniyetinin yorulmayan kalemi,fikirleriyle düşünce dünyamızda büyük izler bırakan şair/mütefekkir Sezai Karakoç, dünya sürgününü tamamlayarak vuslata erdi bugün.
Fikirleriyle nesillere yol gösteren, edebiyatımızın, düşünce dünyamızın, ülkemizin büyük mütefekkiri, “Diriliş Şairi” Sezai Karakoç ,örnek bir hayat, sağlam bir fikir örgüsü ve büyük bir edebî miras bıraktı geride.
Şiir geleneğimizin mümtaz şairi Sezai Karakoç, Mevlana’dan Yunus’a; Fuzuli’den Bakiye, Şeyh Galip’e; Mehmet Akif’den Necip Fazıl’a kadar süregelen “şairlerin sultanı” silsilesinin asrımızdaki temsilcisiydi. Mütevazı kişiliği, kudretli şairliği, fikir ve dava adamlığıyla çağa damgasını vuran diriliş öncülerindendi. Zamanın ruhunu fevkalade bir şekilde idrak eden mütefekkir olarak, “Geldik, çağı gördük ve ürperdik.” demişti.
Her biri ayrı bir değer ifade eden şiirleri,şekil,muhteva ve bedii tefekkür bakımından, bir çok şair için ilham kaynağı olmuştur. Duygu ve düşünce yoğunluğu, santimental duyuş tarzının tezahürü olarak, şiirin duygu okyanusunda hayat bulmuştur. Kelimelere kırbaç vurup cümleleri koşturan, gönül atına binen yiğitleri duygu ikliminde coşturan üstad,dizeleri gönlünün enginliğiyle inşa edip arkasında gıpta edilecek edebi bir hazine bırakmıştır. Usta şair, kadim şiir geleneğinde müstesna bir yere sahiptir.
Çağları delen sesiyle Mevlana ,ölümü “Şeb-i Aruz” söz grubuyla vuslata vesile olarak ifade ederken, hayatı ölümü aynı perspektiften değerlendiren Necip Fazıl; “Ölüm güzel şey budur perde ardından haber… Hiç güzel olmasaydı ölür müydü Peygamber ?” mısralarıyla ilahi hakikat karşısındaki teslimiyeti, samimiyeti, müslümanca duruşu, deruni bir ahenkle ifade etmiştir. Asrımızda aynı anlayışı, şiirimizin zirve ismi “İslâm Medeniyetinin Dirilişi” davasının öncüsü Sezai Karakoç ;
“Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır, Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır. Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır Yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır” mısralarıyla dikkatlere sunar.
Üstad,bilge kişiliğiyle ,örnek bir hayat, sağlam bir fikir örgüsü ve büyük bir edebî miras bıraktı geride.Fikir ve eserleriyle gönlümüzde yaşamaya ve yol göstermeye devam edecektir.
Şiirler eksik kaldı,öksüz kaldı şimdi…Ruha dokunan sözlerin artık kaderi başka, yüreğimizin kederi başka….
Düşüncesiyle şiirin,şiiri ile hayatın hakikatının arayıcısı oldu her zaman.Bir şahsiyet abidesi olan Üstad, diriliş yolunu şiir gibi yürüdü. Bu yoldan alıkoyacak hiç bir şeye, yüz vermedi.
“Geceye yenilmeyen her insana ödül olarak bir sabah, bir gündüz ve bir güneş vardır.” diyen Üstad,sen geceye yenilmedin şimdi de sabahına, gündüzüne ve güneşine kavuştun.
Güle güle yalnız, yiğit ve güzel adam… Şiirin ve onurlu yaşamın Monna Rozası…
Zamana adanmış sözleriyle ,diriliş neslinin yetişmesinde büyük emeği olan Üstad, dünya sürgününü bitirerek Hakk’a yürüdü, sevgiliye vasıl oldu. Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun.
Konuralp USTA