Yüz bin kelimelik sözlüğü on bin kelimeye indirerek, kelimeleri yok edip milletin anlaşma, buluşma ve millet şuuru için kaynaşma noktasını ortadan kaldırmaya yönelik olarak tarihin gördüğü en büyük kültür soykırımına uğratıldı, Türkçe. Dilimiz, emperyalizmin bütün sömürge ülkelerinde uyguladığı bir muameleye tabi tutularak kökleri ve tarihi kimliği kurutulmaya çalışıldı. Dilimiz ‘‘öztürkçe” adıyla mana ve tarihi köklerinden koparılma ameliyesine tabi tutuldu. Bütün öğretim kademelerinin dili de bu sığlaştırılmış, daraltılmış, fakirleştirilmiş Türkçeye göre tanzim edildi.
Her şey belki de birinci dünya savaşı sonrası yaptıkları galip devletler toplantısında İngiliz delegenin söylediği o sözde saklı. Dil alanında yapılanlar, kendilerinin ifadesiyle ”tarihin son beş yüz senesini kendilerine ”zindan” eden Türk kimliğinin irade ve ihtiyarına bir daha belini doğrultamayacağı bir kilit vurmak” için mi yapılıyordu? Ali Fuat Başgil merhumun ifadesiyle Türkçenin yüz yılda ancak belini doğrultabileceği bir dil hasarı verildi. Bu örnekleri çok fazla artırabiliriz.
Durumu çok tipik bir örnekle alakanıza sunuyoruz. On iki kelimeyi ver, bir kelimeye razı ol! Başka bir yeryüzü coğrafyasında örneğine rastlayamazsınız!…
Dil devrimi adıyla dili devirmek buna denir. Çok dikkat çekici bir örnek: