eğitim,öğretim,terbiye,talim,Meb,Üniversite,öğrenci,öğretmen,muallim,öğretim üyesi,maarif,aile,
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Parçalı Bulutlu
22°C
Ankara
22°C
Parçalı Bulutlu
Salı Açık
21°C
Çarşamba Az Bulutlu
15°C
Perşembe Parçalı Bulutlu
14°C
Cuma Açık
15°C

Dr. Hasan YILDIZ

1967 yılında doğdu. 1990 yılında Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinden mezun oldu. 1998 yılında Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslâm Bilimleri Anabilim Dalında, 2005 yılında Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Eğitim Yönetimi ve Denetimi Bilim Dalında yüksek lisans eğitimlerini tamamladı. 2017 yılında İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Din Eğitimi bölümünde “Dârü’l-hilâfeti’l-aliyye Medresesinde Eğitim ve Öğretim” isimli teziyle doktorasını tamamladı. Osmanlı eğitim tarihi alanında çalışmalar yapan yazarın, “Osmanlı Eğitim Modernleşmesinde Dârü’l-hilâfeti’l-Aliyye Medresesi” isimli eseri ile ulusal ve uluslararası hakemli dergilerde yayınlanmış pek çok makalesi bulunmaktadır.

    Dedem Korkud’dan Müfredat Önerileri

    Kilisli Muallim Rifat (Kilis 1874-Ankara1953), Osmanlı döneminin mektep ve medrese eğitimi görmüş nev-i şahsına münhasır münevver ve bilge şahsiyetlerimizden biri. “Bilge” soyadını tam manasıyla hak etmiş, Türk dili ve edebiyatı alanında eskilerin deyimiyle ‘mütebahhir’ bir eğitimci.

    1945-1946 yıllarında Yeni Sabah gazetesinde tefrika edilmiş olan hatıraları, Osmanlı’dan Cumhuriyete geçişte kitâbiyat/bibliyografya alanında yaşanan güçlüklere ve bu güçlüklerin aşılmasında sergilenen fedakârlıklara dair güzel örneklikler içeriyor. İmkânsızlıklarla mâlûl zorlu yıllarda,devlet ve millet için bireysel çabalarla dahi nelerin yapılabileceğinin somut örneklerini bu hatıratta görmek mümkün. “Bildiklerim” adıyla kitap haline getirilerek 2024 yılında yayınlanmış olan hatırat, Türk dili ve edebiyatı araştırmalarının yakın geçmişine ışık tutması açısından takdire şayan.

    Türk-İslam tarihi ve edebiyatının kıymetli nadide yazmalarından bazılarının keşfedilmesi, elde edilmesi, okunması, çoğaltılması ve basılmasına dair önemli anıların yer aldığı bu hatıratın ilk yazısı Kaşgarlı Mahmud’un DivânuLügati’t-Türk isimli yazmasının Ali Emirî Efendi tarafından elde edilmesi ve devam eden süreçteki maceralı serüvenine ait. 

    Hatıratın ikinci yazısı “Dede Korkut Kitabı’na Dair” başlığıyla kaleme alınmış. Dede Korkut, Türk edebiyatında kendi adıyla anılan hikâyelerin anlatıcısı yarı efsanevî bilge bir şahsiyet. İslamiyet’i kabul eden Oğuz Türkleriyle ilgili hikâyeleri muhtevi Dede Korkut Hikâyeleri, her ne kadar 14. yüzyılda yazıya geçirilmiş olsa da çok eski zamanlardan beri Türkler arasında sözlü olarak rivayet edilegelmiş hikâyelerden oluşmaktadır. Muallim Rifat’ın ifadesiyle “içinde öyle sözler var ki insan o sözlere karşı derin hürmet duyar”  dediği hazine değerinde hikâyelerden müteşekkil bir klasik. 

    Dede Korkut Kitabı, Oğuz Türklerinin geçmişten devralıp geleceğe miras bıraktıkları, asırların imbiğinden geçmiş kıymetli hayat tecrübelerini ihtiva ediyor. Bu kıymetli hazinede “Amerika’nın yeniden keşfinin” külfet, zahmet ve saflığına bulaşmadan alınacak pek çok tecrübeler mevcut. 

    Dede Korkut’un asırlar öncesinden çocukların eğitimine dair hikâyelerine derç ettiği köşe taşı niteliğindeki müfredat yaklaşımını Kilisli Rıfat Bilge’nin kaleminden aktaralım:

    1. Yiğitlik ve kahramanlık; Her Türk için kahramanlık ve kahraman olmak için çaba ve gayret sarf etmek bir gaye olmalıdır. Yiğitlik sadece erkeklerde değil kızlarda da aranmalıdır. Dede Korkut Hikâyelerinde kahraman bir delikanlı kendisi için kahraman bir kız; kahraman bir kız da kendisine kahraman bir eş arar.

    2. Ahlâk: Hikâyelerde ahlaka aykırı bir şey yoktur. Karşılıklı aşklar hep nikâh ile sonuçlandırılır. 

    3. Aile muhabbeti: Hikâyeler ailenin bütün fertlerini birbirine bağlar ve hepsini aynı şekilde birbirinin yardımına koşturur.

    4. Evlat yetiştirmek: Hikâyeler neslin çoğalmasını teşvik eder, çocuk sahibi olan kadın ve erkekler çocuğu olmayanlardan daha fazla hürmet görür.

    Hülasa, vatanın ve milletin menfaati için gerçekleştirilecek her türlü çaba ve gayretin yiğitlik ve kahramanlık olduğunu benimseyen, hayatın her alanında ahlâklı duruş sergileyen, aile sevgisini önceleyen ve tüm bu hasletlerle donanmış evlatlar yetiştirme bilinci taşıyan bireyler yetiştirmek müfredatımızın birinci hedefi olmalıdır. 

    Günümüzde vatan ve millet için sergilenecek yiğitlik ve kahramanlığın bilimde, teknolojide, sanatta, kültürde, siyasette ve benzeri diğer alanlarda ortaya konulacak çaba, gayret ve katkıların büyüklüğüyle ölçüleceği aşikârdır. Bu nedenle eğitim çağındaki çocukların bu bilinçle yetiştirilmesi ve bu bilinci hayat boyu benimsemeleri sağlanmalıdır. Hayatın her alanında ahlaklı olmanın gerekliliği bir şuur haline getirilmelidir. Toplumun temel yapı taşı olan ailenin önemi zihinlere nakşedilmeli, günümüzde çok yaygın olan kısa süreli gönül eğlendirmelerin ahlâkî olmayacağı bilinciyle birlikte sadakat duygusu geliştirilmelidir. 

    Yine ülkemizin önündeki en büyük sorun olan nüfus artış hızının keskin bir şekilde düşmesi, çalışma hayatının ve ekonomik zorlukların yanı sıra nikâhsız birlikteliklerin ve cinsiyetsiz toplum projelerinin etkisiyle ivme kazanmaktadır. Yıllık nüfus artış hızı 2022 yılında binde 7,1 iken, 2023 yılında binde 1,1’e düşmesi alarm zillerinin çoktandır çalmakta olduğunu göstermektedir. 

    İlkokul çağlarına kadar inen karşı cinsle gönül ilişkisi furyası ise yakın gelecekte aile müessesinin köküne kibrit suyu dökeceğe benzemektedir. Nikâhsız birlikteliklerle birlikte boşanmaların artması, gayri meşru ilişkilerin yaşanması ve televizyon ekranlarında bu türden konuları işleyen senaryolara ve programlara yer verilmesi “evlat yetiştirme” duygusunun yanında evlat sevgisini de berhava etmiş durumdadır.      

    Eğitim müfredatımızın kodlarını asırlardır üzerinde oturduğumuz coğrafyada ve varisi bulunduğumuz tarih ve kültürde aramak yerine uzak/yabancı coğrafyaların ve kültürlerin dehlizlerinde aramanın akıl kârı olmadığı aşikârdır.

    Bu nedenle Türkiye Yüzyılı Maarif Modeliyle başlatılan eğitim hamlesinin, Dedem Korkud’dan bu yana tevarüs edilen ahlâki ilke ve değerleri önceleyen yaklaşımlarla daha ileriye taşınmasında gerekli çaba ve gayretin özenle yerine getirilmesi gelecek nesillere karşı ihmal edilemez bir vecibedir. 

    Yazarın Diğer Yazıları
    Yorumlar

    Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.