Ali ÖZKANLI
Çocuklar geleceğimizdir. Onları ne kadar donanımlı yetiştirirsek geleceğimiz o kadar güzelleşecektir. Çocuk edebiyatı yazarları, çocukların hayal gücünü harekete geçirmeli. Bilgiyi araştırmalarını sağlamalı. Sevme, sevilme, güven, öğrenme, oyun ve bir gruba ait olma gibi ruhsal ihtiyaçlar kazandırmalı. Çocukların dil gelişimlerine katkıda bulunmalı. Görsel, işitsel, dokunsal, sosyal ve duygusal gelişimlerini desteklemeli. Çocuğa kitap sevgisini aşılamalı. Kitabın bilgi kaynağı olduğunu öğretmeli. Çocukları hayatın gerçeklerine hazırlamalı, dinleme, anlama, konuşma ve soru sorma yeteneklerini geliştirilmeli.
Çocuk edebiyatı yazarlarının dikkat edeceği konuların başında, bilgiler doğru ve sade olmalı. Okuma arzusu uyandırmalı. İnsani değerleri kavratmalı. Çocuğun ruh dünyasını incitmemeli, gönüllerinde sevgi çiçekleri oluşturacak güzel tohumlar ekilmeli. İyi davranışlar özendirilmeli, kötü davranışlardan uzak durmalarını sağlayacak güzel örnekler verilmeli.
Şimdiye kadar anlattıklarımız teorik bilgiler. Bunları pratiğe dönüştürecek yaşanmışlıklara daha çok ihtiyacımızın olduğu da bir gerçek.Kırk yıllık eğitimciliğimiz süresince yaşadıklarımızdan örnekler vermek daha sağlıklı olacaktır.
Öncelikle bir öğretmen olarak şunu baştan söylemem gerekiyor sanırım. İşin püf noktası mesleğimi ve öğrencilerimi çok sevmektir. Bunun beni meslekte zirveye taşıdığını söyleyebilirim. Gönüllere girilmeden beyinlere girilmiyor. Öncelikle sevgiyle yaklaştım. Değer verdim. Yakından ilgilendim. Derslerimi verirken kolaydan zora doğru bir yol takip ettim. Kolaylaştırdım, zorlaştırmadım. Mesleğimi ve notumu asla bir silah olarak kullanmadım.
Başarının öğretmen, okul ve veli işbirliğinde olduğunu hiç unutmadım. Devamlı velilerimle görüştüm. Bol bol toplantılar yaptım. Bir problem olduğunda birlikte çözüm aradık. Kitap sevgisinin çok küçük yaşlarda başlaması gerektiğini bilerek sınıf kitaplığımı oldukta zenginleştirdim. Bunun yetmeyeceğini bildiğim için kitap okuma saatleri ayarladım. Okuduğumuz kitap üzerinde soru cevaplarla kitabın ana fikrini hep birlikte anlamaya çalıştık.
Okul idaresiyle uyumlu çalışmaya özen gösterdim. Alacağım kararlarda istişare yolunu hep önde tuttum. Sıkıntılara ortak çözümler aradık. Sosyal, sanatsal, kültürel programlarla öğrencilerime özgüven aşıladım. Sadece sınıfta bir öğretmen olmadın. Koridorda, bahçede yeri geldi evimde onlarla uzun ve kaliteli zaman geçirdim.
Çocuk edebiyatına katkı sadece yazarların işi değildir. Öğretmen ve velilerde bu önemli konuda el ve gönül birliği yaparak çocuğun ruh ve beden sağlığını korumak hepimizin görevi olmalıdır. Kalıpları doyurmak yetmiyor. Kalpler doyurulmalı ki istediğimizi en güzel şekilde yapabilelim.
Çocuklara sevgi, bilgi ve ilgiyle yaklaşan gönül fatihlerine selam olsun…