Siz nasıl hissediyorsunuz bilmiyorum ama ben zayıf birini görünce kendimi çok şişman hissediyorum. Aynı şekilde şişman birini görünce de çok zayıf hissediyorum. İri yarı birinin yanında çıtı pıtı minyon hissettiğim de olur, minyon birinin yanından geçerken de dev gibi hissettiğim. Cesaretin bunlarla hiç ilgisi yoktur. Aksine ufak tefek insanların daha cesaretli olduğuna bir çok defa şahit oldum. Boylu poslu insanların böylelerini “zaten bir sıkımlık canı var” diyerek görmezden geldiğini düşünmüşümdür. Daha sakin ve serin kanlı olmalarını kendimce böyle bir mantığa oturtuyorum ama hayatın diğer bütün evrelerinde de risk almadan yaşadıklarını söylesem yanlış bir tespit olmaz. Elli kiloluk kadının kavgada işi ne? Kaldırır kenara koyarlar. Asıl anlatacağım olaydan sonra böyle şeylere de şahit oldum. Bizim sıska arkadaşı gittiği olaylı davaların salonlarında kavga çıkınca kaldırıp kenara koyuyorlardı. Ben de bir vakitler elli kilo olduğum zamanlarda rüzgara bile karşı koyamazdım ama inadımdan da geri gelmezdim. Öleceğimi bilsem biri bana diklenicek hakaret edecek, aç karnına yürek yemiş gibi celallenirdim. Sakin kalmam, pısırıklık yapmam mümkün mü? Sabıkama bir suç daha eklenir ne olacak beş yıl sonra silerler ne de olsa . Genel olarak sicilimdeki bütün suçlar kavga dövüş. Dayak attığım kadar yemişliğim var diyeceğim ama nerede elli kiloluk bi kızsın bir tek sesin gür çıkıyor yoksa üfleseler düşersin. Allah’tan boyum uzundu da sesin sahibi az çok hiç yoktan iyidir misali görünüyordu. Arada bakıyorum eski resimlerime Cin Ali’den hallice bir şeymişim. Bizim oralarda bu zayıflık için çok iyi bir tabir var ama bazı kelimelerin bire bir verdiği hissiyatı veren bir karşılığı olmadığı için onu burada söylemeyeceğim. Sanırım bütün sektörlerde bu böyledir. Bir ay ya da daha az bir yerde çalıştığınızda paranızı almanız neredeyse imkansızdır. Bu ihtimalin farkında olduğum için bana teklif edilen işten farklı bir kazanç sağlamayı hedeflemiştim. Zamanımın her dakikasını okuyarak değerlendirmek. Ne de olsa bir ay sonra işi bırakacaktım benim kitap okumamdan rahatsız oluyorlarsa beni bir ay dolmadan işten çıkarmaları gerekiyordu fakat on gün ya da yirmi gün için yeni birini bulmaları çok zor ihtimaldi. Ben nasıl aman bir ay ne de olsa kendimi beğendirmek ya da sevdirmek zorunda değilim diyorsam aynı şekilde onlarda amam şurda bir ay içinde defolup gidecek zaten diye düşüneceklerdi. Bu konuda ben hiç yanılmamıştım ama onlar yanılmıştı. Bir aylık eleman başka projede görev de verecek değiliz neden para verelim diye düşünmüş olmalılarki beni ofise çağırdılar. Kıyafetleri teslim etmemi istemediler ve deneme süresi 15 gün diğer 15 günü de kıyafet parası olarak kesip beni göndermeyi düşünüyorlardı ki, ben zaten kıyafetleri yanımda getirdiğimi onlara ihtiyacım olmadığını ve teslim alırken de hiçbir belge imzalamadığımı söyleyerek itiraz ettim. Bizim meslekte deneme süresi diye bir şey olmadığını da ekledim. Proje sorumlusu kadın yüz yirmi kiloluk Menekşe Hanım ve elli kiloluk halimle yanında bir varlık bile teşkil edemeyen ben hararetli bir laf dalaşına giriştik. “Sen zaten ne çalıştın kitap okudun durdun” derken önündeki suyu yüzüme fırlattı. On saniye falan geçti; bu zaman zarfında neler olmuştu. Menekşe hanımla aramızda bir masa vardı. Üzerinde bilgisayar, evraklar, artık boş olan su bardağı ve hala dolu olan sürahi. On saniye sonrasında masanın üzerinde hiçbir şey yoktu ben hiddetimden kurumuştum ama şimdi Menekşe Hanım sırılsıklamdı. Burada önce şikayet eden daima haklı bulunur mantığını kullanarak hemen gidip Menekşe Hanım’dan şikayetçi oldum. Önce onun saldırdığını ispatlayacak kimse yoktu yanımda ama benim için önemli olan şikayet dilekçesiydi. Proje yönetimine giderek durumu anlattım ve şikayet dilekçesini gösterdim benim adıma şirkete yapılacak ödemeyi bana vermelerini talep ettim. Yönetim benim talebimi haklı buldu ve paramı aldım. Bu arada hiç beklemiyordum ama Menekşe Hanım benim şikayetimden dolayı ceza aldı. Kendisne şahitlik etsin diye yazdırdığı elemanı onu değil beni doğrulamıştı. Sanırım bu onun içinde sürpriz oldu ardımdan “o sıska iş hayatımı bitirdi’’ diyormuş. Beni ufak tefek gördü diye hafife alması buda yetmezmiş gibi yüzüme su atması ve hâlâ haklı çıkmak için elemanını yalancı şahitlik yapması için tutması benim suçum değildi. Belli ki canını yaktığı tek insan ben değildim. Bazı insanların belki bir gün umuduyla sizin için bir kuyuyu daima açık bıraktığını unutmuş olmalı. Kuyular için kaç kilo olduğunuz önemli olmaz. Önemli olan düşüp düşmemenizdir. Elli kiloysanız bir rüzgar ile üzerinden uçar geçersiniz. Sizi görmezden gelenler ne kadar yol aldığınızı ardınıza düşünce fark ederler. Bir de ellerine fırsat geçerse sizi ne zaman iteceklerini iyi bilirler.
Hayat,kimin güçlü kimin zayıf olduğunu yaşayarak gösteriyor