eğitim,öğretim,terbiye,talim,Meb,Üniversite,öğrenci,öğretmen,muallim,öğretim üyesi,maarif,aile,
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Parçalı Bulutlu
27°C
Ankara
27°C
Parçalı Bulutlu
Perşembe Parçalı Bulutlu
30°C
Cuma Açık
29°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
30°C
Pazar Hafif Yağmurlu
26°C

Bütünün Bozuk Parçası

İnsanlar oldukları yere bukalemundan daha çabuk uyum sağlar ya da sağlamak zorunda bırakılır. Kaçtıkları zaman kertenkeleden daha önce kuyruk bıraktığını fark edersiniz ya da canı uğruna değer verdiği her şeyi. Renklerin göz yanılsaması olması kimin umurunda? Benim umrumda. Neden mi? Nedenleri niçinleri sorgulamayı bıraktım. Anlamaya çalışmak istemiyorum artık. Vardır bir sebebi der geçerim, zihnimi bulandırmam. Akar su gibi berrak olsun zihnim istiyorum. Aynı yerde durup küf tutmasına izin verirsem sana benzerim. Geçmişine takılıp duran sana. Evet bir yerlerde çığlıklarım geceyi bölebilir. Buna da ihtiyacı var demek ki bilinçaltımın. Öyle tamamen de yok sayacak değilim seni ama benim için bir varlık teşkil etmiyorsun doğal sistemin birer dişlisi gibiyiz bazen gıcırdıyor işte. Vurdu sana düştün, bir paçavra gibi savruldun. Ne sanıyordun? Hâlâ ölmedim diye her vurduğunda dimdik ayakta kalabildiğimi mi?Şaşırmanı anlamıyorum. Tekrar ayağa kalkmam bile bu kadar zorken, hiç düşmediğimi hiç yıkılmadığımı düşünmen anlamsız. Fakat şunu anlıyorum ki sana hiç tokat, yumruk atan kafanda sürahi kıran olmamış. Yaşadığım trajediyi o kadar normalleştirmişim ki böyle bir şey yaşamamış olmanı sanki bir eksiklikmiş gibi anlatıyorum farkındayım. Yine farkında olduğum bir şey var ki sen beni bu şekilde ilk defa görüyorsun. Oysa ben bunu gözünde canlandırdığını ve üzüldüğü sanıyordum. Görüyorum ki ilk defa üzülüyorsun. Zor olmalı. Hepimiz bir ara böyle hissediyoruz. Bir an duruyoruz ve ben ne yaptım ne yaşadım diyoruz. Yaşadığımız şeyler üzerinde konuşuyoruz, düşünüyoruz ama fark etmiyoruz sana da oluyor mu? Sonra kendimizle kaldığımız bir an fark ediyoruz üzülüyoruz yada mutlu oluyoruz . Yada her ikisi içinde çok geç kalıyoruz. Sen de bana çok geç kaldın ama ne olursa olsun anlasaydın senin hatalarının diyetini yaşadığımı kırgın bir yürekle bırakmazdın beni. Ne kadar fazlaysa o kadar az. Bir gün daha, bir an daha asla tamam yeter demeyeceğim biliyorum ama bu benim kırgınlıklarımı yamatmıyor. Yamatmayacakta. Yıllardır duyulmayan çığlıklarımın bile bir boşluğa ihtiyacı vardı. Sessizliğimin bir çığlık olduğu aşikarken uykularımdan kasılarak dişlerimi gıcırdatarak uyanmamın çaresi yok. Gecenin sessizliğini benim “sus artık sus “ diyerek bağırmalarım yırtıyor. Senin bunu da bilme ihtimalin yok. Şöyle karşıma geçip konuşsan diyorum sonra cinayet ihtimali düşüyor aklıma. Evet benim içimde kalan bütün güzelliklerin katili olduğunu bir kenara koyduğumda bile ağzından çıkan leş cümleler beni sana benzetiyor. Bu yüzden ne kadar sabır çekiyorum ne kadar gözlerimi kapatıp mutlu olduğum anlarda kalıp yaşanan bütün kötülükleri unutmaya çalışıyorum keşke anlayabilsen. İçimde bir israil gibi büyüyorsun gün geçtikçe daha da canileşen. İnsan yüreği hiç büyümeyen bir kız çocuğudur aslında sen onu yüreğimdeki kız çocuğunu öyle bir yere hapsettin ki garip olan ona dair iyi anılarda yine sen varsın. Bu garip olduğu kadarda acıdır. Ayrılmaz bir bütünün parçaları olmak bunu gerektiriyor sanırım. Benim inandığım Tanrı bütün yarattıklarını kendi bünyesinde barındırdığını Rabbülalemin sıfatıyla belirtirken aslında ne anlatmak istediğini hiçbirimiz anlamıyoruz. Hayat bana acımasız davrandığında sadece etrafıma bakıyorum. Acımasız olan ne varsa insanların eseri. Sizi beni güzelleştiresiniz diye yarattım diyen Tanrının nefesinden üflediği, hem kul hemde yaratıcının bir parçasıyken nasıl oluyor da insanlar acımasız olabiliyor? Doğa sahip olduğu her şeyi bizimle paylaşıyor fakat biz ne varsa kendimizden biliyoruz. Doğa bunun farkındayken biz bütünün bir parçası olduğumuzun farkında değiliz. sanırım bütün sorun dengede iyilikte aşırıya gidenler kötülerin acımasız olmasına sebep oluyor. Kötülükleri ortaya çıkanlar, kaybedecek neyim kaldı diyerek fütursuzca kötülük etmeye devam ediyor. Acımasız, zalim varlıklara dönüşüyor. En başında bu benim sınırımı zorluyor bu beni zora sokar diyebilseydik herkes sınırını bilecekti. Sen bu söylediklerimden tek bir şey dahi anlamazsın ama söylemesem de beni yenilmiş sanacaktın. Bilirim sözüm sana kâr etmez kelimelerim ziyandır fakat zulme susmak iştirak etmekle bir. Şimdi çığlıkların geceyi bölebilir bu benim acımı hafifletmek adına ilk adım olabilir. Hiçbir şey değişmeyecek. Yinede pişman olduğunu bilsem nisan yağmuru hazzı duyacağım.

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.