Okuyun guzum…
Okuyun ki akıl ve mantık ekseni etrafında dönen, parayı kıble belleyen, teknolojiyi put haline getiren, iki ayağını da atiye doğru atan, maziyi ayağına dolanan ayrık otu zanneden, anasından babasından olmasa da dedesinden ninesinden, köyden, köy hayatından utanan bir gençliği elbirliği ile nasıl doğurduk bunun hesabını yapın.
”Türk’ü madde planında kurtarmaya çalışırken ruhunu nasıl helâk ettik?”
Gençliğin ruhunu helâk edenlere nasıl alkış tuttuk ya da onları niye görmezden geldik? Bize dokunmadı belki yılan ama çocuklarımızın koynuna nasıl girdi? Kim soktu çocuklarımızın koynuna o yılanı?
Okuyun guzum…
Okudukça göreceksiniz ki, rahatımız bozulmasın diye sessiz kaldığımız her kötülük çocuklarımızın koynuna yılan gibi kıvrılarak girecek. Bir ayağı geçmişte kalmayan, iki ayağıyla maddenin uçurumuna doğru hızla ilerleyerek gidecek. Hayalleri olan gençlik var artık! Bizi yeterince utandıran ya da sevindiren mi demeliydim? Nedir hayalleri gençliğin? Daha konforlu evlerde yaşamak değil mi? Daha lüks arabalara binmek değil mi? Kurnazlık değil mi? Etrafındaki arkadaşları tarafından kıskanılmak değil mi? Batıda herhangi bir okulda öğrenim görmek, birden fazla diploma sahibi olmak değil mi? Gittikçe yükselmek, yükseldikçe maaşını artırmak değil mi gençlerin hayali? Özel bir şirkette üçkağıtçılık yaparak lüks arabaya binen bir genç mi daha çok itibar görür? Yoksa dürüstlükten ödün vermeyip dolmuşla evine gidip gelen ve aynı kıyafeti bir hafta boyunca giymek zorunda kalan genç mi daha fazla itibar görür? Haydi, itiraf edin! Hangisi sizin çocuğunuz olsun isterdiniz?
Okuyun guzum!
Okuduğunuz yerde çıban varsa ona ok değsin! Değsin ki içinizde biriktirdiğiniz ruhsuzluk cerahatı akıp gitsin. Evlerde akşam oturmalarında neler konuşuyoruz gençlerin yanında? Hangi tarihi menkıbelerle ruh veriyoruz çocuklarımıza? Hangi ilim ehli büyüklerin hayatını anlatıyoruz birbirimize? Yediğimiz kul hakkından ötürü kaç kişiyle helalleştik çocuklarımızın yanında? ”Derviş kaşığı” ne demek bunu çocuğuna anlatan kaç kişi var? Yoksa nasıl daha konforlu yaşarız, onun muhabbetini mi ediyoruz? Konu komşuyu, eşi dostu, akrabaları mı çekiştiriyoruz? İş bileni değil de, işini bileni mi övüyoruz çocukların yanında? Cebine koyduğunuz harçlığı arkadaşlarıyla paylaşmanın ne denli önemli olduğunu konuşuyor musunuz? Unutmayın, çocuklar kendilerine dikte edilen öğüdü tutmaz! Evlerde yapılan sohbetlere kulak misafiri olur, siz nelerden söz ederseniz onlar kalır aklında çocukların.
Okuyun guzum.
Okudukça iki ileri bir geri gitmenin yani mehter felsefesinin ne demek olduğunu idrak edersiniz. Ha bir de ”bulgur pilavı” yemenin boğazda en lüks mekânlarda yemek yemekten daha önemli olduğunu idrak edersiniz.