Eğitim sistemine yön veren mevzuat, öğretim programları ve ders kitaplarında yer alan “batıcı, toplumsal evrimci ve ilerlemeci eğitim” anlayışını yansıtan ve fikri açıdan küreselci hegemonyayı temsil eden kavram ve ifadelerin temizlenmesi eğitim dilinin Türkçeleşmesi için önem taşımaktadır. Bu doğrultuda “ilerleme, rekabet, küresel gelişmeler, performans, verimlilik, nicel akademik başarı, müşteri, paydaş” gibi kavramlar yerine öz kültürümüzü ve değerlerimizi yansıtan kavramlar kullanılmalıdır.
Öğrencilerin Türkçenin zengin içeriği ile erken dönemlerde tanışabilmesi için ders kitapları ve yardımcı materyalin dilinde ciddi düzenlemeler yapılmalı. Yunus Emre, Fuzuli, Seyyid Nesimi, Pir Sultan Abdal, Karacaoğlan, Ali Şir Nevai, Yusuf Has Hacip, Ahmed Yesevi, Dede Korkut gibi zengin Türk dilini ve Türk-İslam kültürünü yansıtan ana eseler belirlenmeli bu eserlerle çocuklar doğrudan tanışmalıdır. Her çocuğun seviyesine göre düzenlemiş halde bu kitaplar özgün dilleri ve günümüz Türkçesiyle birlikte hazırlanmalı ve öğrencilere hediye edilmelidir. Okul çağı çocuğunun evinde eğitim hayatı boyunca böylece zengin bir dil ve kültür kütüphanesi oluşmalıdır. Dersler bu kitaplar üzerinden işlenmeli. Metinlerin orijinal dilleri ile bugünkü Türkçenin karşılaştırmalı okunması kelime dağarını olabildiğince geliştirecektir. Aynı zamanda milli ve manevi değerlerle doğrudan temas edilecektir.
İlkokul birinci sınıfa, çoğu özel okulda anasınıfı düzeyine kadar inmiş olan İngilizce ve hatta ikinci yabancı dil öğretimi sınırlandırılmalı İlkokul dördüncü sınıfın sonuna kadar yabancı dil eğitimi verilmemelidir.
Medya kuruluşlarının tarih bilinci ve dil şuuruna sahip uzmanlardan oluşan kadroları olmalı dil konusunda özdenetim yapabilmelidirler.