Son zamanlarda müstehcenlik üzerinden bir ahlaklılık tartışması aldı başını gidiyor… Aslına bakılırsa yeni bir konu değildir bu, hep olur. Ara ara alevlenir. Medya çok yaygın olduğu için günümüzde sanırım daha fazla alevleniyor ve taraflar ateşe körükle gitmeyi tercih ediyorlar.
Ahlaklılık veya ahlaksızlık, her ne kadar bazı ilahiyatçılar aksini söylese de, evrensel değildir. Her toplumun ve her kişinin ahlak anlayışı farklıdır. Hatta her toplum ve her kişinin farklı zamanlardaki ahlak anlayışları bile birbirinden farklıdır.
Öyleyse biz ahlakı nereden ve kimden öğreneceğiz?..
Toplumun önünde her türlü çirkin ilişkiyi sanat adına sergileyenlerden mi?
Reyting uğruna vücutlarının en mahrem yerlerini gözlerimize sokanlardan mı?
Bu da yetmiyormuş gibi eleştirenlerin üzerine hunharca saldırıp çirkinliklerini azimle savunmaya devam edenlerden mi?
Soyunup soyunup bizim kalbimiz temiz diyenlerden mi?
Ahlaksızlığın sadece zimmetine para geçirmek, hırsızlık yapmak, onun bunun karısına kızına bakmak, izin verilmeyen ilişkilere insanları zorlamak gibi bir kaç husustan ibaret olduğunu sananlardan mı?
İnsanların soyunmaları gündem olunca ses çıkarmazken giyinmekle ilgili birkaç cümle söz edilince, bazı kararlar almaya kalkılınca hemen ayağa kalkanlardan mı?
Soyunmayı özgürlük, giyinmeyi tutsaklık olarak görenlerden mi?
Ben soyunurum, ama sen bakma diyenlerden mi?
Ben seni tahrik ederim, ama üzerime gelirsen sonuçlarına katlanırsın diyenlerden mi?
İnadına inadına insanların göz zevkini bozmaya çalışanlardan mı?..
Bana kalırsa ahlak tartışmasına girmeden önce insanların önce safını bir belli etmesi gerekir. İslam’ın öngörmediği bir ahlaksızlığı destekledikten sonra sözlerinin sonunda “Allah’a emanet olun!” diye veda eden bir kimse hangi saftadır acaba?..
Allah’ın safında olacaksan ona göre, Allah’ın karşısında bir safta olacaksan ona göre ahlakını şekillendireceksin. Öyleyse nedir Allah’ın öngördüğü ahlaklılık?..
“Sen elbette yüce bir ahlak üzeresin!” diye buyrulur Kur’an-ı Kerim’de.
Kim buyurur, Allah buyurur.
Kime buyurur, Peygamber Efendimiz’e.
Allah’ın safında olacaksanız, yani adam akıllı Müslüman olacaksanız demek ki Peygamber Efendimiz’in ahlakıyla ahlaklanacaksınız.
Her programında “Allah razı olsun!” cümlesini dilinden düşürmeyen ve “Allah’a emanet olun!” diyerek programını bitiren bacım,
“Allah hayırlısını versin!” demekten kendini alıkoyamayan sanatçı kardeşim,
Kızdığında bile “Allah belanızı versin!”, “Allah sizi kahretmesin!” diye bağıran ve bu halde bile ‘Allah’ sözünü kullanmaktan kaçınmayan sunucu kardeşlerim,
Kötülük yapanları, kul hakkı yiyenleri Allah’a havale eden moderatör kardeşlerim,
Hayatında İslam adına tek bir icraatı, ibadeti bulunmadığı halde en Müslümandan daha Müslüman kesilen sayın yapımcılarımız, senaristlerimiz…
Bu ve buna benzer şekilde başta medya olmak üzere insanların sıklıkla karşısına çıkarak programlarda boy gösteren veya bu programların herhangi bir aşamasında vazife alan kardeşlerimiz…
Size Kur’an’da ahlakı övülen Peygamber Efendimiz hakkında her konuda, tek tek ve ayrıntılı olarak bahsetmek isterdim, ancak hakkında ciltler dolusu kitaplar yazılmış bir kişi için bir köşe yazısı minik kalır; bir şeyleri buraya sıkıştırmak istesek de elimize yüzümüze bulaştırırız. Ne dedim, hakkında ciltler dolusu kitaplar yazılan Peygamber… Ulaşması zor değil. Hem ben anlatırsam belki yobaz dersiniz, belki gerici, belki örümcek kafalı ya da beyni sulanmış… O kitaplara, özellikle de ahlakıyla ilgili olan kitaplara bir ulaşın, birkaç saatinizi, yetmezse birkaç gününüzü ayırın ve okuyun, öğrenin. Eminim ki geçirdiğiniz her âna değecektir. Boğulacaksak onun ahlakında boğulalım!..